Deniz’den Özdemir’e cevap
Mehmet Deniz, “Bizim VİP hizmeti verecek kaynaklarımız yok. Taksim-Levent Metrosunun %70'i Nurettin Sözen döneminde yapıldı” dedi.
İşte Mehmet Deniz’in basın açıklaması
Sarıyer’deki bir yerel gazetede AKP İlçe Başkanı gerçeği yansıtmayan bir takım açıklamalarda bulunmuş olup, bu nedenle yapılan bu açıklamalara CHP Sarıyer İlçe Başkanlığı olarak cevap verme gereğini doğurmuştur.
Bizim VİP hizmeti verecek kaynaklarımız yok
CHP Kongresini eleştirenleri kendilerinin hizmetlerinin VİP hizmetleri olduğunu söylemiş. Ben de kendisine, “Biliyorsunuz, VİP hizmetleri bir maliyet getiriyor bu AKP’nin VİP hizmet bedelleri nereden karşılanıyor? Değirmenin suyu nereden geliyor?” demek isterim.
Üye sayısı ile alınan oy her zaman doğru orantılı olmayabilir
Üye sayısı ile oy oranını kıyaslamak bazen doğru olmuyor, yanılmıyorsam geçmişte Sarıyer’de Saadet Partisinin de büyük oranda üyesi vardı. Ancak bir yerel seçimde üye sayısından az oy alınmıştır. Bugün AKP iktidarının gücünü orantısız bir şekilde kullanarak insanlara baskı uygulamakta, dolayısıyla insanlar AKP’liymiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.
Taksim-Levent Metrosunun %70'i Nurettin Sözen döneminde yapıldı
Sarıyer’e yatırım yapmaya gelince İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yatırımlarından bahsedilmekte, Türkiye’nin milli geliri %44 İstanbul’dan sağlanmaktadır. Böyle devasa bir şehri yönetmek tabii ki bir takım yatırımların yapılmasını gerektirir. Taksim Metrosunun Hacı Osman’a kadar gelmesi 1999 İBB Meclis üyeliğimdeki Faaliyet Raporlarında var. 7 km.lik Taksim-Levent Metrosunun %70 de 1989-1994 yıllarında Sayın Nurettin Sözen döneminde yapılmıştır. AKP İlçe Başkanı Hüseyin Bey’e bunları hatırlatayım.
Adama sorarlar Büyükşehrin, Hükümetin yaptıklarını ‘bırak sen ne yapıyorsun’ demezler mi?
12 yıldır Sarıyer’in mülkiyet sorununu neden çözmediniz?
15 yıldır İstinye SSK Dispanseri neden kullanılmıyor? Burası kimlere peşkeş çekilmeye çalışılıyor?
Hazırlanan afet yasasının iç yüzü toplumdan gizlenmektedir. Şöyle ki;
AFET YASASI FELAKETİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRME YASASIDIR
Batıda kentsel dönüşüm yenileme, canlandırma, soylulaştırma vb. kavramlar adı altında 19. yüzyıldan beri uygulanmaktadır. Ancak teorisyenler açısından bakıldığında kavramın içine mekândan öte, sosyal ve ekonomik boyutların daha ağır bastığı görülmektedir.
Projelerin amaçları, ilkeleri, yapılan projelerden etkilenen sınıflar incelendiğinde konu; yukarıda saydığımız olumlu hedeflerin epeyce uzağında kalmaktadır.
Alt gelir grupları açısından barınma hakkı başta olmak üzere bir dizi önemli hak ihlallerine yol açmaktadır.
Bu nedenle ’’Kentsel Dönüşüm’’ kendi yarattığı ekonomik bunalımı aşmak için alternatif kaynak arayışıdır.
Kent yoksullarını mülksüzleştirme projesidir. İnsan odaklı kent yönetimi yerine rant odaklı kent yönetimi hakim kılınmaya çalışılmaktadır.
AFET YASASINDA SİSTEM NASIL İŞLEYECEK?
-Deprem açısından riskli bölgeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı belirleyecek ve Bakanlık onaylayacak.
-Halk riskli yapıların bedelini kendi karşılayacak.
-Öncelikle anlaşma yoluna gidilecek. Masraf yapı sahibinden alınarak binalar devlet tarafından yıkılacak.
-Yıkımdan sonra o binanın ilgilileri kat maliki değil, arsanın hissedarı haline gelecek.
-Kentlerin tümü riskli alan ilan edilebilecek bakanlık gerekli gördüğü bütün yerleri yıkabilecek.
-Kamulaştırma reel değerler üzerinden değil emlak vergisi bedelleri üzerinden yapılacak.
-Binanızı yıktırmamak için direnemeyeceksiniz aksi halde hakkınızda suç duyurusunda bulunulacak.
-Piyasa değerinin onda biri oranında satmak zorunda kalacaksınız.
-Mahkemede yürütmeyi durdurma kararı veremeyecek.
-Yıkım kararına itirazlar bağımsız heyetler tarafından değil bakanlık görevlileri ve bakanlığın seçtiği öğretim üyeleri tarafından verilecek.
-Risk altındaki tüm binaların elektrik, su ve doğalgazı kesilebilecek.
-Belediyeler eğer bakanlar kurulu kararı yoksa kentsel dönüşüm yapamayacaklar.
Afete karşı önlem gerekçesi ile kentteki tüm yapılar riskli ilan edilebilecek bu riskli yapılar bilimsel bir heyet değil hükümetin belirlediği bir kurul tarafından gerçekleştirilecek. Bu yasada başta yerel yönetimler yasasına yerinde yönetim ilkesine karşıdır. İnsan haklarına karşıdır. Dolayısıyla mevcut anayasamıza karşı bir yasadır.
Kısaca bu yasa afet getirecek. Felaketi fırsata çevirme yasasıdır. Bütün bunları halktan gizleyeceksiniz bunları halka anlatan CHP de halkı kandırıyor diyeceksiniz, buna kimseyi inandıramazsınız.
Birkaç gün önce Sarıyer’de düzenlenen panel konuyu özetliyor aslında; “Afet Yasası ve Kentsel Dönüşüm’’ konulu MÜSİAD İnşaat Sektör Kurulu tarafından, MÜSİAD Genel Merkez’inde, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürü İdris Atabay’ın katılımları ile düzenleniyor. Panele katılanlar arasında AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Halil Canarıkan ve AK Parti Sarıyer Meclis Üyesi Cemil Özbalta da var.
Bu panelde ‘’Sarıyer Belediyesinde hep ideolojik kafalar var’’ deniliyor.
Evet, doğru bu projelerde inşaatçıların iştahı kabarıyor. Sizin arzu ettiğiniz uyguladığınız ekonomi üretime dayanmayan insan yaşamını hiçe sayan suni bir büyüme modeline dayanıyor. TOKİ kuruluş amacı dar gelirli vatandaşlara konut edinmelerini sağlamaktır. Oysa ki; TOKİ şu anda Türkiye’de rant getiren bütün alanlara el atmış durumdadır. Dolayısıyla hazırlanan bu yasa TOKİ yasasıdır. Hazine arazileri üzerinden hiçbir denetime tabi tutulmayan TOKİ kanalı ile bir kesime rant sağlama yasasıdır. AKP ekonomisi inşaat sektörü üzerinde dönmektedir. Bu böyle olduğu için ülke genelinde TOKİ’ler AĞAOĞULLARI olduğu gibi Sarıyer’de bunların alt grupları olan inşaat sektörleri iktidar yandaşlarıyla harekete geçmiştir. Kimin umurunda vatandaşın dişi ile tırnağı ile elde ettiği evinden barkından mahrum edilmesi. İşte bahsedilen Sarıyer Belediyesi’ndeki ideolojik kafalar dedikleri bunlara karşı olan ideolojilerdir. Sizin bu vahşi acımasızca yoksulun mülksüzleştirme hakkının ihlal edilmesi var oldukça bizim insandan yana ideolojilerimiz hep var olacaktır.
Biz Kentsel Dönüşüm ve Afet Yasası ile ilgili panellerimizi inşaatçılarla değil kentin yoksulları ile yaparız. Burada AKP’ye şu soruları sorarak konuyu noktalamak istiyorum.
Marmara 1999 depreminden sonra toplanan 20 milyarlık kaynağı neden Kentsel Dönüşüm için kullanmadınız?
Kamu binalarını neden sağlamlaştırmadınız? İlk önce vatandaşa bunu açıklayabilir misiniz?
Devlet hastanesinin temelini atmadan önce 12 yıldır İstinye SSK
Dispanseri’ni neden kullanılır hale getirmiyorsunuz?
Sonuç olarak, biz CHP olarak halkı hiç kandırmadık. Onların aydınlanmasını ve kendi gelecekleri konusunda örgütlü olmasını sağladık. Bununla ilgili mahallelerde halk toplantılarını başlattık. Anladığım kadarı ile AKP bu çalışmalardan rahatsız olmaktadır.
Mehmet DENİZ
CHP Sarıyer İlçe Başkanı