Derbent ile kaderleri aynıydı ama şimdi huzurlular

Muhalefet partilerinin söylendiği gibi hiç kimse farklı bir yere gönderilmedi. Sümer Mahallesi’nde yaşayan yüzlerce kişi depreme dayanıklı konutlarının anahtarlarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Şimdi Sümer’de tam bir huzur hakim.
 

Türkiye’de deprem referanslı kentsel dönüşümün ilk uygulaması olan Zeytinburnu’ndaki "Sümer Projesi" kapsamında inşa edilen 451 dairenin anahtar teslimi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir törenle gerçekleştirildi. Aralarında CHP, MHP ve diğer siyasi parti yöneticilerinin de olduğu hak sahipleri anahtarlarını Başbakan Erdoğan’ın elinden aldı. Peki, projeden önce neler yaşandı ve nasıl bu günlere gelindi? Sarıyer’e de örnek olması açısından tüm bu detayları Sarıyer Manşet yerinde araştırdı.






 

Projesinin gündeme geldiği ilk günlerde Zeytinburnu’ndaki Sümer Mahallesi’nde de gerek siyasi, gerekse yanlış bilgilendirmelerle birçok vatandaş projeye karşı çıktı. Şuanda Sarıyer’de olduğu gibi siyasi hesapları yüzünden bazı siyasetçiler Sümer Mahallesi’nde de halkı yanlış yönlendiriyor ve karşı çıkmalarını istiyorlardı. Onlara da şuanda Derbent ve Sarıyer’in birçok Mahallesi’nde olduğu gibi tek bir söz söyleniyordu: “Bu bir rant projesidir. Sizi buradan gönderecekler ve buraları zenginlere peşkeş çekecekler.” Ancak muhalefetin tüm engellemelerine ve propagandalarına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sümer Mahallesi’ndeki halkı büyük oranda ikna ederek projeyi uygulamaya koydu. Ve proje bitti. Sümer Mahallesi’nde yaşayan tek bir kişi bile muhalefetin dediği gibi başka bir yere gönderilmedi. Anahtarlarını Başbakan Erdoğan’ın elinden alan yüzlerce vatandaş, güvenliği, otoparkları, yeşil alanları, çocuk parkları ve sosyal tesisleriyle depreme dayanıklı huzurlu bir ortamda yaşamaya başladı.

Sarıyer Manşet Gazetesi Sümer Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm projesini yerinde inceledi ve yeni evlerinde yaşamaya başlayan hak sahipleriyle konuştu. 

Yeni evinde oturmaya başlayan Meryem Davul duygularını şöyle anlattı: “50 yıldır burada yaşıyorum. Burada doğdum burada büyüdüm. Sürekli mülkiyet sorunları yaşıyorduk. Proje ilk gündeme geldiğinde kaşı çıkanlar vardı. Bazı kişiler bize, “Sizi Kayabaşı’na gönderecekler ve buraları zenginlere satacaklar ”diyordu. Ancak sonradan onlarda projeyi kabul etti ve aynı mahallede yaşamaya devam ediyoruz. Şu an çok memnunum. Daha konforlu, depreme dayanıklı binalarda yaşamak çok güzel. Teknolojik, depreme dayanıklı, ısı yalıtımı yapılmış yepyeni binalarda yaşamak çok güzel. Derli toplu bir hayat yaşıyorsunuz. İnsanlarımız bu yaşamı hak ediyor. Eski evin 150 bin lira yapıyorsa şuan buradaki bir daire 500 bin lira değerinde. Ticari açıdan da büyük kazanımlar sağladık.”


 

Projede anahtarını Başbakan’ın elinden alan bir diğer kişi ise Tarkan Özsoy. Aynı zamanda mahallede işyeri de bulunan Özsoy, şunları söyledi: Ülkemizde bir deprem gerçeği var. Biz bu işe sıcak bakmakla birlikte çocuklarımıza sağlam, güvenilir, yaşam kalitesi üst seviyelerde hayatlarını idame ettirebilecekleri konutlarda yaşasınlar deprem konusunda sıkıntı yaşamasınlar istedik. Çünkü bu korkuyu biz yaşadık. 99 depreminde biz 1 hafta sokakta yattık. Ama şimdi bu yeni konutlar 17 metre fore kazıklar üzerinde yapıldı, güvenlikli, yeşil alana sahip, otopark ve çocuk parkımız mevcut. Hem kentin güzelleşmesi hem yaşam kalitesi hem de manevi olarak da huzur içerisinde bir yaşam alanına kavuştuk” dedi.

Projeden önce çeşitli spekülasyonların yapıldığını belirten Özsoy, “İlk başta projeye karşı çıkanlar, halkı kışkırtanlar şimdi birbirlerine girdiler. Gerçeği gördüler şimdi, kabul etmediklerine çok pişman oldular. Muhalefette olup, projeye destek verip Başbakan’ın elinden anahtarlarını alan komşularımız da var. Herkesin burada ellerini vicdanlarına koymaları gerekir. Bu iş siyasete meze edilecek bir konu değil. Burada da sizi burada oturtturmayacaklar, Kayabaşı’na gönderecekler diyerek halkı kışkırttılar ama sonuç ortada. Siyasetçilere kurban etmesinler kendilerini” dedi.


 

Sarıyerlilere de seslenen Özsoy, “Yuvalarını siyasilere malzeme yapmasınlar. Eğer böyle bir dönüşüm projesi varsa bu projeye koşulsuz bir şekilde girmeleri gerekir. Gelecekte bu işlerden büyük huzur ve mutluluk yaşayacaklardır. O yüzden mutlaka işin içinde olmalıdırlar. Merak ederlerse gelip hem kahvemizi içsinler hem de yeni evlerimizi görsünler” diye konuştu.