Gürol Bağcı: Seçimsiz kongre

Sarıyer Spor Kulübü kongre üyesi olduktan sonra ikinci defa bir Genel Kurul heyecanı yaşıyorum. Geçen seneki kongrede kürsüde söylediklerim dönemin mevcut başkanı, Mehmet Akdağ’ın selefi Sayın İbrahim BOZAN’ın hiç hoşuna gitmemişti. Hatta Sayın Belediye Başkanımız Şükrü Genç sözlerimi “ŞEKİLCİLİK” olarak nitelendirmişti. Peki, ben ne söylemiştim de o gün de bu kadar tepki almıştım bunu biraz daha açarak anlatmak istiyorum.

Efendim Kanun koyucu, spor kulüplerini dernekler statüsünde görmüş ve mevcut Dernekler yasasına göre faaliyetlerini yürütmesini şart koşmuştur. Mevcut Dernekler Kanununa göre mevcut Yönetim Kurulu derneğin mali tablolarını bilançolarını, gelir ve giderleri ile devredilecek borçların kimlere olduğunu açıklayıcı bir şekilde Genel Kurul üyelerine vermek zorundadır. Ancak son iki Genel Kurulda bu yönde bir bilgilendirme yapılmadı. Sayın Bozan selefi Hepanıl’dan nasıl bir bilanço ve borç devraldı, halefi Akdağ’a nasıl bir bilanço ve borç devretti bilmiyoruz.

Dünkü Genel Kurulda Sayın Akdağ’ın bir yıllık yönetimi hakkında Genel Kurulu bilgilendirmek amacıyla kürsüde konuşan Yönetim Kurulu üyesinin dile getirdiği rakamlar havada buhar oldu gitti. Kimsenin elinde bir bilgi yok. Tribünde oturan ilk 2 sıraya bir takım teksirler dağıtıldı. Bu teksirlere baktığımda ise bunların sadece altyapı organizasyonu hakkında bilgilendirme olduğunu gördüm.

Neticede kongreye gelen Kongre üyeleri iki senelik süreçte kulübün doğru bir şekilde yönetilip yönetilmediğini gereksiz bir borç yükü altına sokulup sokulmadığını, transfer ve borçlanmaların mantıklı olup olmadığını anlayabilecekleri ellerinde bir done bulunmamaktadır.

Kürsüde ki Yönetim Kurulu üyesi geçmiş yönetimden 2.800 küsür milyon borç devraldıklarını, bu borcun 1,100 küsürünü ödediklerini söyledi. Bu devralınan borcun bir açılımı olmadığı için Sayın Akdağ yönetimi hangi borçlar ödedi hangileri duruyor bilemiyoruz. Ayrıca Sayın Bozan geçen seneki kongre de kendisinin ve kendi yönetim kurulunda görev yapan arkadaşlarının kulüpten olan alacaklarını hibe ettiklerini ve istemeyeceklerini söylemişti. Bu sözleri gerçekleşmiş ve kulübün muhasebe kayıtlarına geçmiş midir? Yoksa Akdağ yönetiminin ödediğini söylediği geçmiş devraldıkları borcun içerisinde bu ödemelerde var mıdır?
Elimizde bir done olmadığı için bu sorularım karşılığını bulamadı.

Önceleri Kürsüye çıkıp bunları konuşmak istedim. Ancak sonra düşündüm. Orada Sarıyer Spor Kulübü kurucusu Fikret Canlı abimiz vardı, paşamız vardı. Mevcut yönetim kurulunda babamdan yaşlı Adnan Özcan ve İbrahim Balcı abilerimiz vardı. Ben bu kulüpte sadece iki genel kurul görmüş birisiyim. Ancak onlar kim bilir kaçıncı defa genel kurul yaşadıklarını rakamsal olarak bilmiyorlardı bile. Bir ben mi biliyordum usulü, onlara çıkıp usul mü anlatacaktım.  Dedim kendi kendime; “– Gürol otur oturduğun yerde vardır bir bildikleri dur dinle, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlardan olma” dedim.

Şimdi bu satırları okurken bir çoğunuzun; orada konuşmuyorsun da peki neden burada yazıyorsun, tabiri caizse  bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dediğinizi duyar gibiyim. Ben bunları bir çok amatör kulübün genel kaptanlığını yapmış ve bu kulüplerde genel kurullar yaşamış,  Beşiktaş Jimnastik Kulübü Denetleme kurulu üyesi görevini yürüten, bir çok dernek kurup bunların tüzüklerini yazan genel kurullarını organize eden bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak yazdım. 

Adnan Özcan’ın kapanışa doğru söylediği bir söz aklımda yer etti. Zor durumdayız zaman eleştirme değil destek olma zamanı diye ben bunları salt eleştiri amaçlı yazmadım. Bilgim ve tecrübemle bu kulübe katma değer katabilecek bir kişi olduğumu düşünerek, bürosu Sarıyer’de olan bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak elimi taşın altına sokmaya hazır olduğumu ifade edebilmek için yazdım.

Son olarak diyorum ki; Başkan kim olursa olsun, Sarıyer yönetiminde emek işçisi olarak yer almak, yanlış ya da eksik gördüğüm şeyleri düzeltmek için çalışmak istiyorum.