Sarıyer’de siyasi hesaplaşmaya dönen Erkan Karaarslan’dan mektup
Türkiye genelinde AK Parti, CHP ve MHP’li birçok belediyeye danışmanlık hizmeti veren ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Aydın ve Mersin Büyükşehir Belediyelerindeki ihbarlar üzerine şüpheli olarak tutuklanan Erkan Karaarslan, Sarıyer Belediye meclisinde de sık sık gündeme geliyor. Savcılık soruşturması dahi bitmeden partiler arasında Sarıyer’de siyasi hesaplaşmaya dönen Erkan Karaarslan’ın 2007 yılından bu yana Sarıyer Belediyesi’yle çalıştığı da biliniyor. AK Partili Eski Belediye Başkanı Yusuf Tülün döneminde belediye personeline kurs ve seminerler veren Karaarslan daha sonra Sarıyer’in de içinde olduğu çok sayıda belediyeye kamu ve mali konularda danışmanlık hizmeti vermeye devam etti.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Aydın’da yapılan bir ihbar üzerine Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan soruşturma kapsamında şüpheli olarak tutuklanan ve şuanda Hatay Cezaevi’nde bulunan Erkan Karaarslan’ın soruşturması devam ediyor. Aynı dosyada soruşturması biten Mersin Büyükşehir Belediye çalışanları ise serbest bırakıldı.
Karaarslan siyasi kurban mı?
Sarıyer’de siyasi hesaplaşmaya dönen Erkan Karaarslan’ın eşine gönderdiği mektup kendisinin resmi web sitesi olan “/www.erkankaraarslan.org” da yayınlandı. Karaarslan Mektubunda FETÖ ile ilişkisinin olmadığını, yalan ve soyut birkaç sahte tanık beyanı ile siyasi kurban olduğunu söylüyor.
Tarafsız yayıncılık ilkemiz gereği hiçbir yoruma yer vermeden Erkan Karaarslan’ın eşine gönderdiği ve kendi web sitesinde yayınlanan mektubunu aynen yayınlıyoruz.
İşte o mektup:
Sevgili Eşim..
Öncelikle selam ediyor ve hasretle kucaklıyorum seni.
Tamamı yalan ve soyut birkaç sahte tanık beyanı ile, ki bu beyanda bulunanlar öteden bu yana bilinen ve tanınan yalancı tanıklardır. Hayatım boyunca hiçbir ilişkim olmadığı halde FETÖ Terör Örgütü üyesi olma şüphesiyle tutuklanmamdan bu yana 3 aya yakın bir zaman geçti.
Bugün görüş günü için koğuşumuzda yer alan diğer şüphelileri ziyarete gelen aileler, benimle ilgili olarak çeşitli medya organlarında FETÖ Terör Örgütü üyesi olduğum ve hatta örgütün CHP bağını kurduğum ve belediye imamı olduğum yönünde haberler yapıldığını belirtmişler.
Öteden bu yana hukukun üstünlüğüne, hukukun bir gün herkese lazım olacağına ve suçsuzluk karinesine gönülden inanmış birisi olarak bu türden haberlere kıymet vermediğimin ve bu türden yalan yanlış haberlere cevap verme tenezzülünde bulunmadığımın en yakın tanığısın.
Ancak OHAL dönemlerinde, hiçbir somut delile dayanmayan yalan yanlış ifadelerle binleri bulan tutuklamaları bizzat görmüş ve birini de fiilen yaşamış birisi olarak kısaca arzuhalimi anlatmak istedim. Sen bu mektubumun bir örneğini hem bu tür haberleri yapanlara hem de ilgililere iletirsin. Haber yapanlar umulur ki vicdan sahibidirler ve hatalarından dönerler.
Öncelikle gördüğüm şu ki FETÖ Terör Örgütü soruşturmaları onlarca yıldır insanların içinde bulundurduğu ve yıllardır biriktirdiği kişisel husumetlerinin giderildiği adeta bir insan pazarına dönüştürülen bir platform olmuş durumda. Ne hazin…
Ben Erkan KARAARSLAN altını çizerek söylüyorum ki; Hayatım boyunca ne FETÖ ne de başka hiçbir cemaat, tarikat veya dini topluluk ile hiçbir ilişkim olmadı. Yolum bu türden yapıların hiçbirisi ile kesişmediği gibi, solda kendini ifade eden ve hayata bakışı bununla bütünleşik birisi olarak cemaat yapılanmaları ile mücadele etmiş ve bu yapılanmaların mağduru olmuş biri olarak kaleme alıyorum bu mektubu.
İddialı bir cümle kurmak istiyorum. Hiç kimse benim bu örgüt ile ilişkim olduğuna ait tek bir somut ve gerçek olan delil bulamaz. Bunu herkes böyle not edebilir. Bu somut delil konusunda yardımcı olalım ilgililere. FETÖ Terör Örgütü üyeliğinde karine olarak yazılan çizilen hususlarla ilgili olarak;
1-Hayatım boyunca bir kez dahi Zaman Gazetesi almadım ve okumadım.
2-FETÖ Terör Örgütü üyeliği ile ilişkilendirilmiş olan tek bir süreli yayın ya da kitap satın almadım ve okumadım.
3- FETÖ Terör Örgütünün bankası olduğu iddia edilen, Bankasya ile hiçbir ilişkim olmadı, bu banka aracılığıyla tek bir fatura dahi ödemedim içine de hiç girmedim. Sadece Bankasya değil hiçbir katılım bankası ile hiçbir dönemde ilişkim olmadı.
4- Hayatım boyunca hiçbir sendikaya üye olmadım.
5-FETÖ Terör Örgütü ile ilişkili ya da iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan hiçbir dernek ve vakıfta üyeliğim söz konusu olmamıştır. Bu dernek ve vakıflarla toplantılarına katılmak, ticari ilişkiler kurmak gibi hiçbir yöntemle ilişkim tanışıklığım olmamıştır.
6-FETÖ Terör Örgütü üyelerince kullanıldığı iddia edilen Bylock vs. programlarını asla indirmedim, kullanmadım ve darbe olana kadar bu tür programların varlığını da hiç duymadım.
7-Hayatım boyunca hiçbir cemaatin sohbetine, toplantısına, eğitimine veya etkinliğine katılmadım.
8-FETÖ Terör Örgütüne ait olduğu iddiası ile kapatılan dershanelere hiç gitmedim.
9-FETÖ Terör Örgütüne ait olduğu iddia edilen okulların hiçbirinden mezun olmadım.
10-Hayatım boyunca ne FETÖ Terör Örgütüne ait ne de başka bir özel ya da tüzel kişiye ait yurtlarda kalmadım.
11-Sosyal medya hesaplarımda bu yapılara destek veren hiçbir paylaşımda bulunmadığım gibi bilakis bu yapılara yönelik eleştirel açıklamalarım olmuştur.
12-Hiçkimseye tek bir kuruş himmet vb. adlarla maddi destek vermedim, esasında benden hiç kimsenin de bu yönde bir talebi olmamıştır. Bu hususta tüm hesap dökümlerim incelenebilir.
13- FETÖ Terör Örgütü ile ilişkilendirilebilecek ne bir kurban bağışı ne bir burs ne bir yardım yaptım.
14- KPSS vb. hiçbir sınava girmediğim gibi hiçbir kadroya asaletten atanmamda söz konusu olmamıştır.
15-FETÖ Terör Örgütü üyesi olduğunu bildiğim bir tek dostum dahi olmamıştır.
Örgüt üyeliği ile ilişkilendirilmede kullanılan halihazırdaki tüm bu karineler karşısında ilişkisizliği bu denli net bir insan olarak bir tanık beyanı ile tutukluluğum sürmektedir.
Peki Erkan KARAARSLAN kimdir. Kısaca cevap vermek icap ederse;
Kimya Meslek Lisesini, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümünü ve aynı üniversitede birkaç yüksek lisansı bitirdim. 1998 yılında Zekeriya Temizel Maliye Bakanı iken, yüzlerce kişinin katıldığı bir sınavla, ki sınav üç aşamalıdır, Maliye Bakanlığı Merkezi Denetim Elemanlarından Muhasebat Kontrolü kadrosuna başladım. 2007 yılına kadar bu kadroda Kamu Mali Yönetim Projesinde görev alıp mevzuat hazırladım. Türkiye’de halihazırda uygulanmakta olan Devlet Muhasebe Sisteminin teorik alt yapısını oluşturdum. 2011 yılından itibaren CHP ile ilişkilerim oldu. Partide bazı görevler aldım. Bu kapsamda Aile Sigortası Projesinin hazırlık çalışmalarını yürüttüm. Bilim Kültür Platformunda çalıştım. Partinin yerel yönetim biriminde çalıştım. 2011 milletvekilliği seçiminde İstanbul’dan aday oldum. Alanımda 50 adet kitap yazdım. Bu kitaplar çok sayıda baskı yapmış ve pek çok üniversitede ders kitabı olarak okutulmaktadır.
Milletvekilliği adaylığı sonrası kamuya döndüğümde, o dönemki Maliye Bakanlığı bürokratlarının hakkımda açtığı pek çok yersiz soruşturmalar sonucunda kamudaki görevlerimden istifa ettim. Ki o bürokratlar 17 Aralık sonrası görevden alınan ilk bürokratlardır.
İstifa sonrası yerel yönetimlerde danışmanlık hizmetleri yürüttüm. Bu danışmanlık faaliyetlerini 3 siyasi partiye ait 80 belediyede asla ve kat’a hiçbir kişisel ilişkiye dayanmaksızın bilgim ve görgüm çerçevesinde yürüttüm.
Hal böyleyken, darbe kalkışması gecesi, demokrasiye olan inancım gereği, Atatürk Havalimanında Sabahlamış ve tankların üzerine çıkmış birisi olarak, birkaç meczubun algı operasyonu ile yapılan haberler, engizisyon mahkemelerini aratan bir yargısız infazdır. Hiçbir araştırma yapmadan, sosyal medya hesaplarıma dahi bakmadan tek taraflı ve yanlı bu tür haberlere imza atanlar büyük bir kul hakkı almaktadır ve herkes bilsin ki asla tarafımca bu hak helal edilmeyecektir. Haberlerin yoğunluğu bana iyi ki ölüm ve hesap var dedirtmektedir. Tutuklu olan, suçluluğuna ilişkin ne bir iddianame ne de bir kovuşturma ya da mahkeme kararı olmayan bir kişiyle ilgili savunma hakkı verilmeksizin yapılan işlemler gazetecilik değildir.
Ve son söz! Bu yalan ve uydurma haberler aslında, hiç ilişkisi olmayan bir kişiyi yargılamadan FETÖ Terör Örgütü üyesi ilan edip ve o kişiye bazı uydurma sıfatlar vererek soruşturmaların yanlış yürütülmesine sebebiyet vermekte ve sadece gerçek suçluların işine yaramakta ve terör örgütüne en önemli yardım kalemini bu türden haberler oluşturmaktadır.
Sevgili Eşim, sen üzülme ve dik dur. Küçük kızımız da öyle. Adalet er geç tecelli edecek. Doğruların eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Adalet benim tahliyemle değil, bu yalanları üretenlerin tutuklandığında tecelli etmiş olacak.
Sen beni haylaz çocukların oyunlarında hatırla, devrimcilerin marşlarında ve Anadolu’nun en yanık türkülerinde hatırla beni..
Hem sürmedi sonsuza kadar kara kışın donu bile.
Hasretle Öpüyorum seni.
Erkan KARAARSLAN
Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi