Sarıyerli çocuklar Soma’daki kardeşleriyle buluştu

301 madencimizi yitirdiğimiz Soma maden faciasında hayatlarını kaybeden babalara ve babasız kalan çocuklara ithafen yazdıkları mektupları kitap haline getiren Tuncay Artun İlkokulu 4-D Sınıfı öğrencileri Soma’daki kardeşleriyle buluştu. “Emek Treni” adını verdikleri kitabın imza gününde topladıkları oyuncakları Soma’daki çocuklara teslim eden minikler, tüm Türkiye’ye önemli mesajlar verdiler.

 

Sabah saatlerinde Soma’ya ulaşan Emek Treni’nin minik yazarlarını Soma Gar Meydanı’nda karşılayan Soma Zaferspor Kulüp Başkanı Hakan Arslancan, sınıf öğretmenleri Nebat Bukrek önderliğindeki çocuklar ve ailelerinden oluşan kafileyi kulüp tesislerine götürdü. Kulüp bahçesinde mükellef bir kahvaltı eşliğinde güne başlayan öğrenci ve ailelerine kulübü gezdiren Başkan Hakan Arslancan, zor şartlar altında gerçekleştirdiği sportif başarıların yanı sıra Soroptimist Kulüplerin (Genç kız ve kadınların yaşamlarını değiştirmek için küresel ağının üyeleri ve uluslararası ortaklıklar aracılığıyla fırsatlar yaratmak ve harekete geçmekten ilham alan bu günün kadınlarının enerjik, dinamik bir organizasyonu) yardımlarıyla Somalı kadınların da yararlandığı bir spor kompleksini nasıl inşa ettiğini mütevazı bir şekilde anlattı.

 

 

Maden faciasında hayatını kaybeden 301 madencinin 39’unun ebedi istirahatgahları olan şehitliği ziyaret eden öğrenciler, yanlarında getirdikleri karanfilleri mezar taşlarına bırakırken oldukça duygulandı. Henüz hayatlarının baharındayken yaşamını kaybeden gencecik emekçilerin kimi kardeşiyle kimi babasıyla beraber toprak altında can verdi. Kimi mezar taşlarında ise şehit çocuklarının bıraktığı özlem mektuplarını ve çizdikleri hasret resimlerini görmek mümkün. Öğrenci aileleri de bu duygusal atmosfer karşısında gözyaşlarına engel olamadı.

 

Şehitliğin ardından Bayat Köyü’ne giden kafile, Soma maden ocağında birlikte şehit olan ikiz kardeşler Süleyman ve İsmail Çata’nın sene-i devriyesi sebebiyle verilen hayır yemeğine katıldı. Şehitlerin hüzünlü ailesine başsağlığı dileyen Tuncay Artun İlkokulu öğrencileri, buradaki çocuklara da oyuncak ve kırtasiye malzemesi hediye etti.  

Otobüsün giremediği köylerden kendi araçlarıyla ana yollara gelen köy öğretmenlerine oyuncak kolilerini teslim eden çocuklar, köydeki kardeşlerine de selam ve sevgilerini gönderdi.

 

Uzun, meşakkatli, yorucu ama bir o kadar da anlamlı ve kutsal bir yolculuğun sonunda, dağların ardına sıkışıp kalmış ve küçüklüğüne rağmen tam 14 maden şehidini bağrından koparmış Köseler Köyü’ne varan kafileyi karşılayan köy çocukları ve Sarıyerli öğrencilerin kucaklaşmaları tüm yorgunluğu alıp götürdü. Küçük elleriyle açtıkları kolilerden çıkan oyuncakları kendileri gibi minik ellere uzatan Emek Treni’nin yüreği büyük yazarları, tüm dünyaya; kardeşliği, azmi, bir olmayı ve biz olmayı haykırdı. 

 

Küçük yaşta babasız kalmanın üzüntüsü ve burukluğu ile baş başa bırakılan çocuklar, İstanbul’un bir mahallesinden kalkıp gelerek kendilerine kardeş elini uzatan akranları sayesinde bir nebze de olsa gülümseyebilmenin tadını çıkardı. 

Kutsal vazifelerini layıkıyla yerine getiren, yüreğe dokunmanın ne denli önemli olduğunu bu yaşta tüm insanlığa ispat eden minik öğrenciler sonunda buruk ama görevini başarmanın gururuyla İstanbul’a döndü.