Bir adam kaçırma öyküsü

Romanya’nın önemli tarihçilerinden  Auerel Decei,  1905 te doğmuştur. Arkeoloji ve Rumen Dili okumuş,  çeşitli     arşivlerde çalışmış vw Romanya Devlet Arşivi’nin Cluj Bölünü’ne arşivci olarak atanmıştır. 1939 da üniversite profesörü olan Decei, 1940 da Cluj, Almanlar tarafından   Macaristan’a bağlanınca oradan ayrılmış ve Romanya’nın Ankara’daki   Basın Ataşeliği’ne atanarak Türkiye’ye gelmişti.

Decei, Harpten sonra Romanya’ya gitmiş, ancak ülkesinde komünistler iktidara gelince Türkiye’ye dönmüştü.

İstanbul’da   önce  Cihangir’de  sonra 1953 te Nışantaşı’nda, Amerikan Hastanesinin arkasında, şimdi Sezai Selek Sokağı adını almış olan Yeniyol sokağında Oya Apartmanı’nda(2/3) oturduğu bilinir.

Oya Apartmanındaki kütüphanesinde Türkçe, Arapça  değerli kitaplar içeren 12.000 ciltlik eser yer almaktaydı. Bu kitaplar arasında  önemli elyazması eserler de vardı.

1953 de eşi Maria İstanbul’da kanserden öldü.

Aurel Decei  de 1958 da İstanbul’da  yaşarken günün birinde ortadan kaybolmuştur.

Aurel Decei’nin kaybolduğunu öğrenen Hüseyin Kocabaş, onun oturduğu daireyi satınalmış, sonra “Kiracım kayıplara karıştı, kirasını vermiyor !”diye resmi makamlara başvurarak evine girmiş ve bu yolla burada bulunan bazı önemli kitaplara ve evraka sahip olmuştur. Bazı kitapları da kitapçı Nizamettin  satın alınmış, sonra  bunları Niyazi Ahmet Banoğlu’na satmıştı.

1982 de  Niyazi Ahmet Banoğlu, bana aldıkları kitapları arasında çıkan evrak incelenince   Decei’nin sadece bir dilbilim adamı değil, aynı zamanda İstanbul Boğazından gelip geçen Alman gemilerini saptayıp bu  bilgileri  bir yerlere bildiren bir kimse olduğunun da anlaşıldığını söylemişti.  

Decei’nin ortadan kayboluşunu yurdumuzu ziyaret etmiş bir Romanyalı bilgin açıklamıştı : “Decei, Romanyalı eşi   öldükten 3 yıl  sonra  Istanbul’lu bir Rumla evlenmişti. Onun Sovyetler   aleyhindeki çalışmalarından rahatsız olan Rusların ikinci eşini bulup pazarlık ettilerini ve bu kadının  belli bir fiyat karşılığında bir gece Decei’nin kahvesine uyku ilacı katıp  Rusların onu –İsraellilerin Eichmann’a yaptıkları gibi -kaçırmasına olanak sağladığını bilmekteyiz.

Bu  adama göre Decei bir süre hapsedildikten sonra gözetim altında  çalışmalarını sürdürmesine müsaade edilmişti. Decei,   1976 da Bükreş’te vefat etmiştir.
Hüseyin Kocabaş’ ın koleksiyon ve arşivinin Koç Ailesi tarafından alındığını ve Sarıyer’de bulunan Sadberk Hanım müzesine  aktarıldığını biliyoruz.

Sadberk Hanım Müzesi’nin küratörü olan Rahmetli Sevgi Gönül’e, bu eşya arasında Decei’ye ait herhangi bir şey çıkıp çıkmadığını sormuş ve “Bazı özel notların bulunduğunu ama eksperlerin önemsemediklerini, bunları attıklarını” öğrenmiştim. “Ben ilgilenirdim” demiştim, . Bir süre sonra  Sevgi Hanım, bunları  atıldıkları yerden toplatıp bana yollamıştı. Bu önemli tarihçinin  özel notları ve evrakı  şimdi kütüphanemde güvencede olup gelecekte bu konularda araştırma yapacakları beklemektedir.