Chp ve yerel yönetimler

KAZIM ÇAĞIN

CHP, ilk defa Sayın Kemal Kılışdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığına getirilmesi ve yapılan son kurultayda yine Genel Başkanlığa oybirliği ile seçilmesi ile Türkiye genelinde gelecek açısından yeniden umutların doğmasına neden olmuştur.

Özellikle Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığından başlayan ve gittikçe halktan uzaklaşan bir politika izlemesi, parti içi demokrasiden uzaklaşması, tek lider hakimiyeti, “tek olsun, benim olsun” anlayışı, demokrat ve aydınların dışlanması ve asla iktidar partisi olma gibi bir isteğinin olmaması, sadece içe kapanık ve tutucu bir politika izlemesi, CHP’nin birinci parti olmasının önünü kesmiştir.

CHP Genel Başkanı Kemal Klıçdaroğlu, partinin içine düştüğü bu durumun bilincine vararak partiyi iktidara taşıyabilecek, Türkiye’yi gittikçe karanlığa götürmekte olan iktidara karşı oluşturulmuş yeni parti meclisi Türk Halkının çok büyük kesimini umutlandırararak iktidar olma heyecanını oluşturmuştur. Bu duyguyu güçlendirip geliştirilecek politikalarla kanıtlanması ve güven vermesi gerekmektedir.

CHP Yerel Yönetimlerinin görev alanları içinde, AKP ile mukayese edildiğinde, malesef çok gerilerinde ve başarısız olduğu bilinmektedir.

1989 Yerel Seçimlerinde SHP İstanbul’un en güzide ilçelerinden birisi olan Sarıyer’de seçimleri kazanmıştı. O dönemde SHP, böyle bir ilçeyi yönetmek bir yana sorunları çözemeyen, hafızalardan silinmeyen beceriksiz, vizyonu olmayan, birikimsiz ve eğitimsiz insanlardan oluşturmuş olduğu yönetim kadrosuyla, hayatının en büyük hatasını yapmıştır!

Hayatın her alanında geçerli olacak bir gerçek vardır. Bir mücedeleye girecek ekibin liderinin, liderlik vasıflarına sahip olarak doğru liderliği her zaman önemlidir. Ancak ekibi oluşturan alt birim ve bireylerin de eğitim, kültür, güvenilirlik ve dürüstlük düzeyleri de en az bu kadar önem taşımaktadır.
Yönetimden sorumlu ve yetkili konumda olan birçok kişinin cehaletlerinden dolayı düşmüş oldukları komik, acınası konumları (yapılmış olunan telsiz anonsları vb.) halen çalışanlar tarafından mizah eseri olarak anlatılmaktadır.

Bunca deneyimin ardından bugün gelinen noktaya baktığımızda, Sarıyer İlçesinin çeşitli skandallarla medyada sıklıkla yer aldığı düşünüldüğünde, tüm yaşananlardan hiç ders alınmamış olduğu kolaylıkla görülebilmektedir. Bu, bir sonraki seçimi kazanma gibi bir hedefinin olmayışından kaynaklanmaktadır; “5 yıl içerisinde, bu iktidarın nimetlerinden ne kadar ve nasıl faydalanabilirim” düşüncesi hakimdir. Bu noktada sorulması gereken sorular şunlardır; “CHP’li seçmenlerle seçimi kazandınız. Peki Sarıyer’i hangi kadrolarla yönetmektesiniz?”, “Neden Sarıyer’li gerçek partilerin düşünce ve uyarılarını dikkate almadınız?”
Sarıyerli olmayanlara Sarıyer’in yönetimi havale edilirse, hele de bir sonraki seçimi kaybedip kaybetmeme gibi bir endişesi yoksa, sadece beş yıllık dönem içinde ne yaparsak kardır mantığından öteye gidilemez.

İktidarı hedefleyen bir parti, kendisine bağlı olan belediyelerin yaptığı icraatları görmezlikten gelmesi mümkün olamaz. Halkla iç içedirler. Yerel yönetimlerin başarı ve başarısızlıkları, bağlı bulundukları partileri direkt etkilemektedir.

CHP, Sarıyer’de seçimleri kazandığından bugüne, Sarıyer Halkına ve CHP tabanına güven verememiştir. Zira, gerek partili olsun, gerek Sarıyer Halkından bireyler olsun, birçok kişi ile yapmış olduğum görüşmede aynı yöndeki hoşnutsuzluklar dile getirilmiştir.

CHP önümüzdeki yerel seçimlerde iktidar olmayı hedeflemektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı ve yeni oluşmuş parti meclisi kadrosuyla iktidar olmaması için herhangi bir neden yoktur. Ancak CHP’nin kendisine ait belediyelerin icraatlarını da gözden geçirmesi, bulundukları bölgede tabandan olup bitenlere ilişkin doğru bilgileri almak zorunludur.

Sarıyer’de yaşanmış yolsuzluk ve rüşvet olaylarının ardından ilgili sorumlular hakkında hukuki inceleme başlamıştır. Şimdi, aynı duyarlılığı CHP Yönetiminin de göstermesi ve belki de bu sayede tüm kadroları gözden geçirerek doğru yerde doğru kişilerin bulunup bulunmadığını değerlendirmesi gerekmektedir. Bu sayede görevinde başarılı olan kişilerin daha faydalı olabilmeleri için önleri açılmış, başka görevlerde daha yararlı olabilecek kişilerin doğru görevlerde yer alması sağlanabilmiş olacaktır. Bu süreçte, CHP’nin Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana varolma nedeni olan temel politikaları ile bağdaşmayan ve pozisyonundan herhangi bir çıkar elde etme ihtimali olabilecek kişiler varsa bunların da tespiti mümkün olacaktır. Çünkü yaşanmış olanlar CHP’nin temel felsefesine aykırı ve tasvip edilemeyecek olaylardır.

CHP, iktidar olma yolunda benimsemiş olduğu strateji doğrultusunda Yerel Yönetimlerin uygulamalarına ilişkin olarak da hassasiyet göstermelidir. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nun en fazla da yolsuzluklar hakkındaki duyarlılığı da göz önüne alındığında, CHP’ye bağlı Yerel Yönetimlerin de aynı duyarlılığı göstermeleri gerekmektedir. Bu, iktidar olmayı hedeflemiş bir partinin mensubu olarak tüm Yerel Yönetimlerce yapılması gerekendir!

Yorum Yap
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri