29 Ekim, bütün bir ulusun en mutlu ve en büyük günü! Bu mutlu güne kolay ulaşılmadı. Osmanlı İmparatorluğu’nun “hasta adam” olarak nitelendirilmesiyle birlikte parçalanması için bütün Avrupa ayağa kalktı. Balkanlarda toprakların kaybedilmesi ve yeni yeni devletlerin kurulmasını takiben başladı on yıl savaşları! I. Balkan Savaşı, II. Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı (Çanakkale Savaşı) ve Milli Mücadele dediğimiz Ulusal Kurtuluş Savaşı. Bu savaşlar on yıl içinde verildi. On yılda binlerce şehit, yaralı ve kayıp verildi.
Ardahan’dan Edirne’ye; Rize’den Muğla’ya; Sinop’tan Antalya’ya, Zonguldak’tan Hatay’a bütün bir ulus ayağa kalkarak bu savaşlara katıldı. Erzurum’un Dadaşı, Karadeniz’in Uşağı, Ege’nin Efesi, Trakya’nın Kızanı başı açık, ayakta çarık; süngüsü yoksa bıçakla, tüfeği yoksa nacakla, bombası yoksa heybesine doldurduğu taşla koştu cepheye!
İşgal altındaki İngilizlere boyun eğen Padişah, işgalcilerin her isteğini emir kabul eden Bab-ı Ali Hükümetleri ve işgalcilerin ağır baskısı! İzmir’in işgali ve Yunan palikaryasının Anadolu içlerine sürülmesi; Urfa, Antep, Maraş ve diğer şehirlerin işgalle karşı karşıya kalması!
Umutsuz insan yaşamaz! Dinsiz Milletler de yaşamaz! Dine inananlar, Allah’a şirk koşmayanlar, Yüce Yaratıcının emri ile belli bir noktaya yürüyeceklerdi. Allah sevdiği kuluna eziyetli işleri verirmiş! Başarsın, selamete çıksın diye! Hz. Muhammed insanların karanlıktan aydınlığa çıkarılması için Yüce Yaratıcı tarafından böyle görevlendirildi! Yüce yaratıcı kuluna her sıkıştığında kurtarıcı gönderdi, selamete çıkardı. Osmanlı Devleti kıskaca alınmış, inim inim inliyordu. Bir kurtarıcı bekliyordu. Nitekim o Yüce Kurtarıcı bir başka Mustafa’yı yüreklendiriyor ve bu görev senin, koş, git, yılgın halkı uyandır, silahlandır, savaşa hazırla… Kur Meclisi’ni reyini al toplananların; yetki al vazgeçme asla yetki almadan demiş ve işte Çanakkale Savaşlarının mümtaz komutanı General Mustafa Kemal böyle başlamış oldu ulusal kurtuluş savaşına!
Allah ona savaşacaksın ve başaracaksın demeseydi, o inançlı insan yola çıkmazdı! Yola çıkarılmazdı! Ama Türk ulusunun zillet altında kalmasına ne Allah razıydı ve ne de görevlendirdiği Mustafa Kemal! Allah ona “Yürü kulum” dedi ve yedi düvel üzerine yürüdü! Peki, ne oldu: BAŞARDI! I. İnönü, II. İnönü, Sakarya Savaşları kazanıldıktan; irili ufaklı, yüz otuz iki isyan bastırıldıktan sonra Büyük Taarruz başladı ve Allah’ın görevlendirdiği o yiğit insan Afyon’da, bir tepe üzerindeydi: ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR İLERİ derken! İleri gidişin adı BÜYÜK ZAFER’Dİ.
Bu muhteşem zafer törenlerle, şölenlerle kutlanmalı, tarihe adını yazdırmalıydı. Bu düşüncelerle, bilhassa da halkın gücü ile kazanılan büyük zaferin kazanımını bizzat halka vermek için yeni bir yol buldu Yüce Yaratıcının görevlendirdiği Mustafa Kemal! Bu yol Cumhuriyet’e giden yoldu! Düşüncelerini gerçekleştirdi ve 29 Ekim 1923’te TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ kurdu.
Bu kuruluş, yani Cumhuriyet; dağılmadan, dağıtılmadan, dağıtılamadan yaşatılacaktır. Ulus, bu halk, büyük Türk Milleti buna azimli, kararlıdır!
Her ne kadar çatlak sesler çıksa da; kem gözler şaşı şaşı baksa da; dış güçlerin sinsi emellerine alet olan; yıllar önce baş kaldıranların bir kısmının torunları aynı yolu denese de Cumhuriyet yaşatılacaktır.
Misak-ı Milli sınırları içinde, doğu ve güneydoğu da özerklik isteyenler var! İstekleri kursaklarında kalır! Ne yaptılar ki özerklik istiyorlar? Her türlü savaşta varız diyorlar: İşte inkar edilemeyecek belgelerden bulunan gerçekler: Çanakkale Savaşlarında vardık diyorlar: Marmara Bölgesi 13.785; Ege 10.906; Orta Anadolu 9.986, Karadeniz 8247, Akdeniz 3.400 şehit verirken; Doğu Anadolu 832, Güneydoğu Anadolu 992 şehit veriyordu (Onlar rahmet içinde olsun).
Kurtuluş Savaşında vardık diyorlar bütün gücümüzle, elbette vardılar. İşte kurtuluş savaşındaki şehit sayısı: Karadeniz Bölgesi 11.759, Orta Anadolu 8.827, Ege 5.307, Akdeniz 4.210, Marmara 2.488, Doğu Anadolu 1.609 ve Güneydoğu Anadolu 685 (Onlar nur içinde olsunlar).
Bir de ayrılıkçı PKK ile mücadelede şehit düşenlerin sayısı: İç Anadolu 911, Karadeniz 837, Ege 507, Akdeniz 499, Marmara 473, Doğu Anadolu 385, Güneydoğu Anadolu 161! (Cennet bahçelerinde oynaşırlar inşallah). Bu, şu demektir; ayrılıkçı PKK’lılar vicdanları sızlamadan Kürt kökenli askerleri de öldürmektedir.
Başkaldırışa başladıktan bu yana şehitler dışında 30 binin üzerinde vatandaşı da katletmişlerdir, bunların büyük bir kısmı da Kürtlerdendir.
Şuna da dikkat çekmek isterim: Kurtuluş Savaşı’na katılmamak için direnen, kaçan ve sadece 992 şehit veren (Allah onlara rahmet eylesin) ayrılıkçı Kürtler, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte, cumhuriyeti parçalamak için savaşa başlamışlar ve; Nasturi, Koçkoyan-Reman, Şeyh Sait, Koçuşağı, Bicar, Zeylan, 1., 2. ve 3. Ağrı, 1. ve 2. Tunceli isyanlarında tam 17.000 Türk insanını katletmişlerdir.
Ve işte böyle! Emperyalistler, tahrik ettikleri ayrılıkçı Kürtleri avuçlarının içine almışlar, seksen dokuz yıl önce kabul ettiremedikleri Sevr’i, hayata geçirmek ve ülkeyi parçalatmak için KULLANMAKTADIRLAR!
Yazıklar olsun be! Meclisteki temsilcilerine yazıklar olsun! Haksız olduklarını bildikleri halde susanlara yazıklar olsun! İçten bilerek, bilmeyerek destek verenlere yazıklar olsun! Hala onlara hak verenler varsa ve bunlar hala daha televizyonlarda boy gösterip konuşuyorlarsa onlara da hem yazıklar olsun hem de ağız dolusu YUHHH olsun!
En çok da yeter artık analar ağlamasın diyenlere YUH OLSUN!
KOCA MUSTAFA KEMAL, Ey halkım, eşim, çocuğum, kardeşim, komşum, yoldaşım, sporcum, işçim, köylüm CUMHURİYET BAYRAMIN KUTLU OLSUN!
VE GAZİLER sizinde CUMHURİYET BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!
ŞEHİDİM SENİN DE MEKÂNIN CENNETİN OLSUN!