Gün geçmiyor ki ülkemizde hem trajik hem de trajikomik olaylar yaşanmasın.
Geçtiğimiz günlerde de birçoğumuzun ağzını açık bırakan ve vahim bir şekilde sonuçlanan " bonzaili et" haberine tanık olduk.
Bahçesinde bulduğu poşetin içindekini "kekik" sanan ve bununla et marine edip mangalın üzerine atan bir aile... Ne yazık ki sonuç; ülkemizde ki birçok olayda olduğu gibi ucuz atlatılmadı!
O iddia edilen uyuşturucu poşeti gerçekten bahçede mi bulundu, yoksa saklanmak suretiyle ev bireylerinin herhangi birisi tarafından baharat kavanozuna konuldu da evin annesi tarafından fark edilmeden mi kullanıldı?
Sanırım bu sorunun cevabını emniyet güçleri zaman içerisinde verecektir.
Peki, bu evimizin bahçesine kadar girip, yemeklerimize bile karışmaya başlayan uyuşturucu tehlikesi nereye kadar gidecek?
Belli bir yaştan ziyade çocuk denebilecek yaşa kadar düşen bu illet ile nasıl mücadele edeceğiz?
Uyuşturucu ile anılan semtlere baktığınızda yüzümüze vuran acı gerçekler var! Bu illet özellikle sosyo ekonomik gücü ve çalışma oranı düşük semtlerimizde görülmektedir. Boğaz'ın Kıyısında güzide sayılması gereken semtlerimiz de ne yazık ki bu tür kötülüklerin anası olarak anılmaktadır.
İnsanların bilhassa gençlerin beşeri ilişkilerde zorlanmasıyla kendi alanını yaratmak, geçici haz duymak için fiziksel ve ruhsal olarak kendilerine zarar verdiği görülmektedir.
Sanırım bunu dizginleyecek olanda, bu gençleri "hayata katma, sosyalleştirme" alanında adımlar atılmasıdır.
İlçemiz bu bağlamda Sarıyer Kaymakamlığı’nın, Sarıyer Belediyesi’nin ve Sarıyer Emniyeti’nin, üstün çabasıyla mücadele ettiklerini görüyoruz. Lakin daha verimli olunması ve sorunun yok edilebilmesi noktasında şüphesiz ki bizlerin, ailelerin ve halkın desteği belirleyici unsur olacaktır.
Ben yarınlara umutla bakan bir genç ve kadın olarak bu mücadele içinde yapılacak ne varsa yapmak ve hep el ele olmak kanaatindeyim…
Önümüzde ki haftalarda profesyonel isimlerle gerçekleştireceğim röportajlar ve makalelerle " Ne yapabiliriz " i sizlere aktarmaya çalışacağım.
Ülke gündemi çok yoğun, hepimiz çok yorgunuz. Fakat ne olursa olsun bir insanın hayatına dokunmak, dokunmaya çalışmak çok daha önemli…
Sevgi ve saygıyla...