14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlere dört aydan kısa süre kaldı. İktidarda eski heyecan kalmadı. Birlikteliğini ve kararlılığını koruyan muhalefet ise avantajlı…
Türkiye seçim dönemine girmişken artık bir gerçek var. Ülkede 20 yıllık siyasi hava değişti. AK Parti’nin 20 yıllık iktidarından eski heyecan kalmadı. İktidarın açıkladığı hiçbir vaat eskisi gibi heyecan yaratmıyor. Memura emekliye verilen zamlar enflasyonla birlikte eriyince iktidar açısından siyasi bir artıya dönüşmüyor. Kamuoyu yoklamalarında görünen o ki; halkın büyük çoğunluğunda değişim isteği hakim. Tıpkı 2002’de olduğu gibi açık bir şekilde görünen toplumdaki bu değişim isteği AK Parti’de siyaset yapanların da moralini bozuyor. Seçim startı verilmişken, AK Parti’nin kendi teşkilatlarında da daha şimdiden havlu atılmış gibi bir durum var. Teşkilatlar, “Büyükşehirlerden sonra kayıp sırası merkezi hükümete geldi” psikolojisine girmiş durumda. İkili dostane konuşmalarda, “Galiba kaybediyoruz”, “İşimiz çok zor” gibi cümleleri sıkça duyuyoruz. Herkes Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan işi kendi lehlerine çevirecek bir hamle bekliyor ama muhalefetin iyice kenetlenmesi bunu da imkânsız kılıyor.
AK PARTİ’DE ESKİ HEYECAN ARTIK YOK
AK Parti’nin iddialı girdiği bundan önceki seçimleri düşünün; Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı her proje ya da vaatle muhalefeti korkuturken, kendi parti tabanında ise büyük bir heyecan yaratıyordu. Şimdi ise bu durum tamamen değişti. Muhalefetin her açıklamasında panikleyen, buna karşı savunmaya geçen bir AK Parti var. EYT başta olmak üzere, asgari ücrete, memur ve emekliye verilen yüksek zamlarda bile muhalefetin çok büyük etkisi var. Nasıl bir seçim kampanyası yapacağını dahi çözememiş bir görüntü çiziyor. 20 yıldır iktidarda olan bir parti olarak, “Yeter Söz Milletin” gibi seçim sloganı tercih etmesi bile içine girdiği çıkmazı gösteriyor. Kendi kendine “yeter artık buraya kadarmış” der gibi! Gerek 20 yıllık yıpranmışlık, gerekse yanlış ekonomi politikalarıyla halkın büyük çoğunluğunun yoksullaşması iktidarı bu sefer dezavantajlı bir duruma düşürdü.
HER ŞEY ‘ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NDEN SONRA BAŞLADI
Peki, iktidar her geçen gün oy kaybederken, muhalefetin şansı nasıl görünüyor? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran 2017’de Ankara’dan İstanbul’a başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’nden sonra Türkiye’de değişim rüzgârı başladı. 2019 yerel seçimlerinde CHP ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın HDP’nin de desteğini almasıyla İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, Mersin gibi büyükşehirler el değiştirdi. Büyükşehirleri kaybeden AK Parti yaşadığı panikle hata üstüne hata yaptı. İstanbul seçimlerinin iptali başta olmak üzere; CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve iki kez seçilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen siyasi yasaklar otoriter tavrıyla AK Parti iktidarını halkın gözünde iyice zayıflatırken, muhalefeti de daha da güçlendirdi. Ayrıca iktidarın tüm çabalarına rağmen 6’lı masa hataya düşmedi ve parçalanmadı. Muhalefet kazandığı büyükşehirlerdeki başarılı çalışmalarıyla da halka büyük bir güven aşıladı. Toplumun büyük çoğunluğu Ankara, İstanbul, İzmir, Aydın, Adana, Antalya, Eskişehir gibi büyükşehir belediye başkanlarının başarılı çalışmalarını birbiriyle yarıştırıyor hale geldi. İktidar yönetimde yaptığı otoriter hatalarıyla eleştirilirken, muhalefet ise engellemelere rağmen belediyelerdeki başarılarıyla takdir ediliyor. Bu durum da 14 Mayıs’ta yapılacak olan genel seçimlerde muhalefetin elini bir hayli güçlendiriyor.
MUHALEFET AVANTAJLI
Adalet Yürüyüşü’nden sonra değişimin kıvılcımını ateşleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük çabalarıyla kurulan 6’lı masa defalarca toplandı. Her toplantıdan sonra tüm Türkiye’ye önemli açıklamalar yapıldı. Hem iktidar hem de medyası tarafından tüm bu toplantıların içeriği görmezden gelinerek sanki tüm mesele cumhurbaşkanı adayıymış gibi, masa kulislerle parçalanmaya çalışıldı. Ama 6’lı masada oturan hiçbir lider bu oyuna gelmedi. Millet İttifakı’nın 30 Ocak’ta açıkladığı “Ortak Mutabakat Metni” ise toplumda büyük bir umut ışığı oldu. Ufak tefek eksikleri olsa da tüm Türkiye’yi kapsayan özgürlükçü, demokratik ortak bir program açıkladılar. Mutabakat metni incelendiğinde; muhalefet oldukça kararlı ve açıklanan maddeler halkın istek ve tercihleriyle aynı. Toplantıları sadece aday belirlemeye indirgeyerek değersizleştirmeye çalışanlara da iyi bir cevap vermiş oldular. Topluma ve kamuoyu yoklamalarına bakılırsa muhalefet seçimlere önemli bir avantajla giriyor. Bu birliktelik sonuna kadar korunur ve önemli hatalar yapılmazsa Türkiye’de iktidar ile muhalefet yer değiştirecek gibi görünüyor.