68 yıllık koca çınar ne kışlar görmüş, ne kasımlar yaşamıştır ama bu sene yaşadığımız kasım ayı ne dal bıraktı ne yaprak. Kasım ayı her ne kadar zorlu geçtiyse de umarız bu kışı kolay atlatırız.
Son iki senedir, yaşanan yönetim bulamama krizinin sancıları içerisinde mali sorunlar ve onun yarattığı sıkıntılarla beli bükülen Sarıyer kasım ayına güneşli bir sonbahar günün de oynanan Beylerbeyi maçıyla girdi. 1-1 sonuçlanan maçta kaybedilen 2 puana mı yanalım, taraftarla futbolcularının adeta restleşmesine mi, yoksa akıl almaz bir biçimde, yönetimin protesto edilmesine mi? Sarıyer uzun süre yenik götürdüğü Beylerbeyi maçının son saniyelerinde bulduğu golle bir puanı almıştı.
Bu maçtan 3 gün sonra çok daha zorlu bir deplasman vardı, Çanakkale Dardanel. Senelerdir Çanakkale’nin adeta belalısı olan Martı, en kötü zamanın da üstelikte galibiyeti kaçıran taraf olarak bir puanda buradan çıkarıyordu. Bu maçta oynanan iyi oyun, kılıçların çekilmesini ertelese de taraftarın canı burnundaydı. Bir sonra ki hafta iç saha da oynanacak Gebzespor maçından 3 puan alınması şartıyla herkes Çanakkale’den gelen 1 puana razı olmuştu.
Ama yine olmadı. Sarıyer, camianın mutlak 3 puan beklediği maçta hiçbir varlık gösteremedi ve rakibine 1-0 mağlup oldu. Tepkiler o kadar arttı ki, Mahmut Kocabal yönetime istifasını sundu. Tabii bu suların durulmasına yetmedi. Bu seferde yeni hoca kim olacak sorusu vardı. Sercan Görgülü’den tutun Turan Sofuoğluna kadar birçok isim gündemdeydi, taraftar ise tek bir ismi istiyordu, Mehmet Birinci ama bunların hiçbiri olmadı. Kimsenin adını bile bilmediği bir hocayla anlaştı Sarıyer yönetimi. Kenan Gönen.
Yeni hoca daha göreve gelmeden suyu kaynamaya başladı, takımın başında çıktığı ilk karşılaşmada kimse mucize beklemese de, Eyüp karşısında alınan 3-0 lık mağlubiyet, herkesin dünyasını kararttı. Amma ve lakin burası Sarıyer’di kimse öyle kolay kolay yılmazdı. 3 gün sonra Darıca Gençlerbirliği deplasmanına çıkan Sarıyer, çok iyi bir oyun oynamasa da 2-1 lik galibiyetle 3 puanı hanesine yazdırmış oldu. Herkes UEFA kupasında tur atlamış kadar sevindi. Öyle bir cesaret geldi ki hepimize Pendik Spor’u da kendi evinde mağlup etmeye inandık, ama olmadı. Sarıyer bir türlü beklenen çıkışı sağlayamadı, 3-2 kaybettik. Üstelik bu maç sonrasında en az kaçan puanlar kadar üzücü başka olaylar da oldu. Pendik maçı sonrası kendisini protesto eden taraftarlara Başkan Mustafa Hepanıl’ın söylediği sözler çok düşündürücü. Kendisini istifaya davet eden taraftarlara “Peki madem çok istiyorsunuz ben istifa edip, geleceğim ve başkan olmamdan önce olduğu gibi sizin aranızda oturacağım, sizde kendi aranızda bir yönetim oluşturun gelip bu kulübü yönetin bakalım.” diye seslendi. Üstelik aynı günün akşamı, bir grup gelip kulüp binasında olay çıkardı.
İşte tüm bu olayların ardından kasım ayının perdesi, bizi yenerek liderlik koltuğuna oturmayı planlayan Bugsaş ile yapacağımız maçla kapanacaktı. Öyle bir maç ki tüm yaşananların ardından çok uzun senelerdir, Sarıyer iç sahadaki en az sayıda seyirci önünde maça çıkıyordu. Ama maç bir başladı pir başladı, Sarıyer öyle güzel bir futbol oynadı ki durumu 4-0a getirdi. Son bölümde iki gol yense de alınan 3 puan her şeye değdi.
Kasım ayı çok fırtınalı geçse de kapanışı güneşli bir günde oldu. Peki ya aralık ayı? Bunu bekleyip göreceğiz ama yapılması gerekenler de yok değil. En başta tüm iyi niyetiyle çalışan Sarıyer Kulübü yönetim kurulu üyeleri ve Sayın Başkanımız Mustafa Hepanıl’dan desteğimizi hiçbir zaman esirgememeliyiz. Her ne kadar teknik direktörümüz Kenan Gönen’e ise her ne kadar şüpheyle yaklaştıysak da şu an bu takımın başında olduğuna göre süre tanımalı, kendini göstermesini beklemeliyiz. Ve son olarak ta her biri birer pırlanta tanesi olan oyuncularımızın motivasyonunu en üst seviyede tutabilmek için elimizden geleni esirgememeliyiz.
Biz ne kara kışlar gördük, ne zemheri soğuklar,
Güneşli günler göreceğiz, inanın çocuklar…