Şimdi diyeceksiniz ki bu başlık ne? Anlatayım… Yıllar önce İstanbullunun en sevdiği mekânlardan biri Rumeli Kavağı’ydı. İnsanlar ailece buralara gelir, gezer, kimi restoranlarda kimi de salaş tezgahlarında balık-midye yerdi. Hafta sonu oldu mu bir de plajlar dolar taşardı. İstanbul’un gözdesi Sarıyer, Sarıyer’inde neredeyse Kavak diyebiliriz. Tabi ki yılar önce bu cazibe merkezi zamanla kaderine küstü.
Fakat Kavak halkı ve belediyelerinde fazla çabalamamasından kaynaklanan durum neticesinde bu gün Kavak eski günlerini arar oldu. Midye üretiminde İstanbul hatta Türkiye’ye hitap eden Kavak esnafının halini sizler de biliyorsunuz. Midyeci üretimi yapan halk perişan ve sağlıklı koşullarda hizmet edemiyor. Eee tabi bir şeylerin olması için biraz da güçlü, paralı olmak lazım sanırım. Bir yerlerde adamın varsa tamam. Şu Kavak için adamı olan varsa iyi olur.
Demiştik ya maç skoru gibi yazdık. Hala sıfırdayız. Fakat bunu değiştirebiliriz. Kavak halkı orada işletmeciliği iyi biliyor. Aslında çoğu dededen esnaf… Umarım yakında her şey güzel olur. Uzun zaman önce Anadolu Kavağı’nda insanlar sadece kaleyi gezer, o da az biraz. Fakat şimdi maşallah işleri iyi. En azından yurdum insanı kazanıyor. Bir de şu Sarıyer, Kavak canlansa da tarihi, balığı, midyesi güzellikleriyle bir canlansa bir de siyasilere laf atayım, seçimlerde Kavak midyeciler çarşısı her siyasinin uğramadan geçtiği yerdi. Gelen arkadaşlara hatırlatayım… Hala midyeciler orda ve sorunları da aynı. Boğaziçi imara takılmış durmuş maalesef. Binlerce insanın ekmek kapısını sonuna kadar açmak lazım. Umarım gelecek zamanda Rumeli Kavak 1-1 Anadolu Kavak olarak her iki kavakta kazanır.