İBRAHİM BALCI / SARIYER MANŞET GAZETESİ
Sarıyer sahasında ilk puanını K. Şekerspor’a kaybetti. Bu maçı kazanması halinde 10 puanla ve averajla bir maçı eksiği ile ikinci olacaktı. OLMADI!
Sarıyer sahasında ilk puanını K. Şekerspor’a kaybetti. Bu maçı kazanması halinde 10 puanla ve averajla bir maçı eksiği ile ikinci olacaktı. OLMADI!
Sarıyer iyi başladığı maçı kötü bitirdi. Aslında iyi bitirmesine de imkan yoktu. Zira çok deneyimli futbolcuları olmasına rağmen koşan ve savaşan adam sayısı çok az! Hatta bilhassa orta alanda savaşan adamı hiç yok!
İşin enteresan yanı takımın başarıları yaşlılar! Yani koşmasa da yere basmasını bilenler.
Sarıyer klasik bir dizilişle 4-4-2 oynadı. İyi başladı ama devam ettiremedi. Çok koşan, ikili mücadeleye giren rakip Sarıyer defansını dağıttı. Sarıyer defansı bir felaket. Göksel iyi gidiyor fakat geri dönüşü yok! Serkan ilk yarıda ne yaptığını bilmiyordu, ikinci yarıda düzeldi. Nedeni orta saha ile ilgili. Zira ortanın solunda yer alan Gökhan Çakır bu yerin adamı olmadığı için rakibine baskı yapamayınca bütün yük Serkan’ın üzerine kaldı ve bocaladı. Defansın iki orta adamı Emrah ve Özcan Sarıyer’i taşıyamaz! Yan yana adeta çakılı oynuyorlar ve devamlı gedik veriyorlar. Rakip ilk yarıda girdiği pozisyonları değerlendirebilseydi fark yapardı. Orta alanda ne yaptığını bilen yoktu. Ender top ayağına geldiği zaman iyi işler yapıyor, golü mükemmeldi, iyi de ortalar yaptı. Fakat adam takibinde ve preste etkin değildi. Yasin’in çok daha iyi oynaması gerekir. Ama belli de ön libero oynatıldığı gibi ileri çıkmaması için devamlı ikaz ediliyor ki oyuna girmiyor! Emre Hasan çok genç, yetenekli ve kalitesi de var. Ama oyun içinde devamlılığı yok. Daha agresif olmalı, daha sert oynamalı, orta alanda savaşmanın ne olduğunu öğrenmelidir. Orta alanın en iyi adamı Gökhan Çakır, nedense ısrarla, başarılı olamadığı sol dışta oynatılmakta ısrar ediliyor. Oysa ortada oynatılsa hem oynar ve oynatır, çünkü kalitesi belli bir yetenektir! Ortaya girdiği zaman iyi işler yapıyor. Gol yollarında çoğalabilmek için çift santrafor oynatıldı. Sinan müthiş mücadele gücü olan biri, pes demiyor, bütün gücü ile savaşıyor. Bu hattın yeni adamı Çoşkun Birdal için bir şey demeğe gerek yok. Mevsim başı çalışması yapmamasına rağmen, on günlük antrenmanla çıktığı maçta yorulana kadar büyük işler yaptı, iki de güzel gol attı. Eğer hakem gereken düdüğü çalabilseydi Çoşkun’un bir gol pozisyonunu olmayan bir ofsaytla kesmez, bir diğer pozisyonda da sırtına çıkan ve kendisini yere indiren rakibi aleyhine penaltı çalardı. Bu pozisyonlar verilse Sarıyer de maçı alıp götürürdü. Oyuna sonradan giren Sezai top ayağında iken bir şeyler yapmaya çalıştı, defansif oyun anlayışı yok, savaşçı değil ama iyi top kullanıyor. Göksu gol yapabilecek pozisyon bulamadı. Ama Melih, rakibin gelişen ani atağı sonunda, rakip futbolcuyu yere indirince, son adam olarak kırmızı kart gördü ama takımını mutlak bir golden korudu Ki; aslında faulü yapan Melih değil, hışım gibi kalesinden çıkan, rakip futbolcuyu indiren Ethem’di ama geride kalan hakem yanlış gördü ve kabak Melih’in başına patladı. İyi ki öyle oldu Zira Ethem faulden doğan frikik atışında topu doksan tabir edilen yerden yumruklayarak mutlak bir golü önledi ve maçın skorunu belirledi: 3-3.
Maçın hakemi iyi değildi. Deplasman takımı ezilmesin de ne olursa olsun düşüncesi ile bir maç yönetilirse işte böyle olur! Hayret! Demek ki böyle hakemlerle çok uğraşacağız!
Sarıyer kendi sahasında oynadığı maçlarda puan kaybederse amacına ulaşamaz. Bu nedenle çok dikkatli olunması gerekir. Öncelikle, Sarıyer defansının kale önünde çakılı kalmaması gerekir. Oyuna katılması sağlanmalıdır. Takımın rakibe baskı yapacak gücü yok! Böyle olunca oyunda hâkimiyet kısa süreli oluyor. Kendi sahasında ani ataklarla gol aramak durumuna düşüyor! Takım ağır oynuyor, oyunu çabuklaştırmakta başarılı olamıyor, böyle olunca da sıkıntı doğuyor. Daha önemlisi de Mehmet Ekşi Hocanın takımı ileri çıkarmaması ve ileri çıkan defans adamlarını yerini kaybetmemeleri ve pozisyon icabı ileri çıkanları da çıkmamaları için ısrarla uyarmasıdır. Bu nasıl olur?
Neler yapılabilire yanıt vermeden önce, kendisini, topa vurarak oyundan attıran Özcan’a gereken uyarı veya ceza neyse yapılmalı/verilmelidir diyorum. Sonra da bir sezonda 30 dan fazla futbolcu transfer eden, yeterli görmediği bir kaçını geri gönderen ve 23 yeni ismi kulübe kazandıran yönetim kurulu, acil olarak defansın ortasına bir veya iki futbolcu transfer etmelidir. Belki biri Cumhur olur! O zaman ikinci ismin derhal saptanmalıdır.
Henüz mevsim başındayız. Sezonun yazı var kışı, yağmuru, çamuru karı var. Her şartlar altında mücadele verileceği için vakit geçmeden gereken önlemleri almak gerekir inancındayım.
Tüm ulusun ve okurların Ramazan Bayramını kutlarım.
İşin enteresan yanı takımın başarıları yaşlılar! Yani koşmasa da yere basmasını bilenler.
Sarıyer klasik bir dizilişle 4-4-2 oynadı. İyi başladı ama devam ettiremedi. Çok koşan, ikili mücadeleye giren rakip Sarıyer defansını dağıttı. Sarıyer defansı bir felaket. Göksel iyi gidiyor fakat geri dönüşü yok! Serkan ilk yarıda ne yaptığını bilmiyordu, ikinci yarıda düzeldi. Nedeni orta saha ile ilgili. Zira ortanın solunda yer alan Gökhan Çakır bu yerin adamı olmadığı için rakibine baskı yapamayınca bütün yük Serkan’ın üzerine kaldı ve bocaladı. Defansın iki orta adamı Emrah ve Özcan Sarıyer’i taşıyamaz! Yan yana adeta çakılı oynuyorlar ve devamlı gedik veriyorlar. Rakip ilk yarıda girdiği pozisyonları değerlendirebilseydi fark yapardı. Orta alanda ne yaptığını bilen yoktu. Ender top ayağına geldiği zaman iyi işler yapıyor, golü mükemmeldi, iyi de ortalar yaptı. Fakat adam takibinde ve preste etkin değildi. Yasin’in çok daha iyi oynaması gerekir. Ama belli de ön libero oynatıldığı gibi ileri çıkmaması için devamlı ikaz ediliyor ki oyuna girmiyor! Emre Hasan çok genç, yetenekli ve kalitesi de var. Ama oyun içinde devamlılığı yok. Daha agresif olmalı, daha sert oynamalı, orta alanda savaşmanın ne olduğunu öğrenmelidir. Orta alanın en iyi adamı Gökhan Çakır, nedense ısrarla, başarılı olamadığı sol dışta oynatılmakta ısrar ediliyor. Oysa ortada oynatılsa hem oynar ve oynatır, çünkü kalitesi belli bir yetenektir! Ortaya girdiği zaman iyi işler yapıyor. Gol yollarında çoğalabilmek için çift santrafor oynatıldı. Sinan müthiş mücadele gücü olan biri, pes demiyor, bütün gücü ile savaşıyor. Bu hattın yeni adamı Çoşkun Birdal için bir şey demeğe gerek yok. Mevsim başı çalışması yapmamasına rağmen, on günlük antrenmanla çıktığı maçta yorulana kadar büyük işler yaptı, iki de güzel gol attı. Eğer hakem gereken düdüğü çalabilseydi Çoşkun’un bir gol pozisyonunu olmayan bir ofsaytla kesmez, bir diğer pozisyonda da sırtına çıkan ve kendisini yere indiren rakibi aleyhine penaltı çalardı. Bu pozisyonlar verilse Sarıyer de maçı alıp götürürdü. Oyuna sonradan giren Sezai top ayağında iken bir şeyler yapmaya çalıştı, defansif oyun anlayışı yok, savaşçı değil ama iyi top kullanıyor. Göksu gol yapabilecek pozisyon bulamadı. Ama Melih, rakibin gelişen ani atağı sonunda, rakip futbolcuyu yere indirince, son adam olarak kırmızı kart gördü ama takımını mutlak bir golden korudu Ki; aslında faulü yapan Melih değil, hışım gibi kalesinden çıkan, rakip futbolcuyu indiren Ethem’di ama geride kalan hakem yanlış gördü ve kabak Melih’in başına patladı. İyi ki öyle oldu Zira Ethem faulden doğan frikik atışında topu doksan tabir edilen yerden yumruklayarak mutlak bir golü önledi ve maçın skorunu belirledi: 3-3.
Maçın hakemi iyi değildi. Deplasman takımı ezilmesin de ne olursa olsun düşüncesi ile bir maç yönetilirse işte böyle olur! Hayret! Demek ki böyle hakemlerle çok uğraşacağız!
Sarıyer kendi sahasında oynadığı maçlarda puan kaybederse amacına ulaşamaz. Bu nedenle çok dikkatli olunması gerekir. Öncelikle, Sarıyer defansının kale önünde çakılı kalmaması gerekir. Oyuna katılması sağlanmalıdır. Takımın rakibe baskı yapacak gücü yok! Böyle olunca oyunda hâkimiyet kısa süreli oluyor. Kendi sahasında ani ataklarla gol aramak durumuna düşüyor! Takım ağır oynuyor, oyunu çabuklaştırmakta başarılı olamıyor, böyle olunca da sıkıntı doğuyor. Daha önemlisi de Mehmet Ekşi Hocanın takımı ileri çıkarmaması ve ileri çıkan defans adamlarını yerini kaybetmemeleri ve pozisyon icabı ileri çıkanları da çıkmamaları için ısrarla uyarmasıdır. Bu nasıl olur?
Neler yapılabilire yanıt vermeden önce, kendisini, topa vurarak oyundan attıran Özcan’a gereken uyarı veya ceza neyse yapılmalı/verilmelidir diyorum. Sonra da bir sezonda 30 dan fazla futbolcu transfer eden, yeterli görmediği bir kaçını geri gönderen ve 23 yeni ismi kulübe kazandıran yönetim kurulu, acil olarak defansın ortasına bir veya iki futbolcu transfer etmelidir. Belki biri Cumhur olur! O zaman ikinci ismin derhal saptanmalıdır.
Henüz mevsim başındayız. Sezonun yazı var kışı, yağmuru, çamuru karı var. Her şartlar altında mücadele verileceği için vakit geçmeden gereken önlemleri almak gerekir inancındayım.
Tüm ulusun ve okurların Ramazan Bayramını kutlarım.