Seçim sonrasında başlayan sessizlik körfez gecesinde gün yüzüne çıktı. Seçim sonrasında futbol profesyonellere teslim edilmiş, Sergen Yalçın Sportif Direktörlüğe, Lemi Çelik’i ise altyapının başına getirilmiş, bu hamleleriyle taraflı tarafsız herkesten övgüsünü almıştı Sayın Mehmet AKDAĞ.
Her gece bir ulusal kanal ekranında gördüğümüz Sportif direktörümüz Sergen Yalçın’dan Sarıyer ile ilgili iki kelime etmesini bekledik ama nafile bir kez olsun duymadık. Yerel basına birkaç laf eder diye bekledik o da olmadı. Gökhan Ünver’in imza töreninde çekilen fotoğrafı süslemek dışında Sergen Yalçın’ın kulüpte varlığını hiç görmedik. Takım kampa gitti Sergen yine görünürlerde yoktu. Sonra sessiz sedasız ağzından tek bir açıklama duymadan okumadan Sergen Yalçın devri kapandı.
Geçen gün bir dost meclisinde bulunan bir büyüğümüze Sergen Yalçın’ın konuyla ilgili söylediklerine şahit oldum. Sportif Direktör olmasına rağmen başta transfer olmak üzerde kendisinin hiçbir şeye karışmasına izin verilmediğini, takım kampa giderken kendisinin de gitmek istediğini ancak kendisine ne işin var orada şeklinde bir yanıt verildiğini söylemiş. Ayrıca kendisine söz konusu görevle ilgili olarak maaş ödediklerini ama o maaşı hak edecek hiçbir faaliyette bulunamadığını, aktif futbol yaşantısı sonrasında yeni oluşmaya başlayan kariyerinin bu yönde zarar görmesini istemediği için istifa ettiğini söylemekte Sergen Yalçın.
Şimdi ayıklayalım pirincin taşını Sergen Yalçın’ın hiçbir şeye karışmasına izin vermeyen kimdir? Madem hiçbir şeye karışmayacak neden o göreve getirilmiştir?
Hiçbir iş yapmadan görevde kaldığı süre boyunca haybeye ödenen maaşların açıklaması ne olacaktır?
***
Resmi olarak sadece bir maçını izlediğimiz takımızı ve yeni transferleri gördük. Bu maç gelecek maçlar için ölçü olamaz ancak yine de bir fikir edinebilmek adına bizi bilgi sahibi yapar. Yenilerden Gökhan Ünver’i yeni transfer olarak saymıyorum, kalanların içerisinde Dündar’ı koyun bir köşeye ne varsa yine bizim eskilerde vardı diyebiliriz. Emeklerine saygısızlık etmek istemem. Ancak gerçek mevkilerinde kusursuzca oynayan Cumhur ve Göksel’i forvette oynatan bir futbol taktik anlayışı ile bize ilerleyen haftalarda çok sancılı maçlar izleyeceğimizin habercisi niteliğindeydi.
***
İç saha maçlarımız Tek Rumeli TV’den naklen yayınlanacak. Bu anlaşma şüphesiz kulübe yeni gelir kaynağı olacaktır. Stadın ve spor salonunun kiralanması, stad zeminin revize edilmesi, Tesis binalarının tadilatlanması gibi direk sportif yatırım olmasa da sağlıklı ve çağdaş sportif mücadelelerin yapılacak ortamları hazırlanması adına çok önemli yatırımlar olduğu şüphesiz. Bu açıdan mevcut yönetimi kutlamak lazım diye düşünüyorum.
***
Bakımda olan sahamızda yapacağımız maçları Bayrampaşa’da oynuyor olmamızın mantığını anlayamadım. Geçmiş yıllarda Maltepe eziyeti yaşamıştı bu camia. Sonra Çayırbaşı’nda oynadık maçları ve Bursaspor’u Türkiye kupasında 2-1 Çayırbaşı Stadı’nda yendik. Ne oldu da maçlarımızı Çayırbaşı’nda yapmıyoruz. O gün nizamiydi bu gün mü değil. Bir bilen çıkıp anlatsa bizi bilgilendirse de günün moda deyimizle bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar konumundan çıksak.
HAYIR! Cefakar Sarıyer taraftarı için hiç bir şey fark etmez. Zira onlar iki dolmuşta toplam 60 kişinin balık istifi vaziyette 80 km. yolu gidip geldiler körfez maçında takımlarına destek olabilmek için. Değil bayrampaşaya eyübe bile gider onlar. Ancak ne gerek var burnumuzun ucunda canım stad dururken değil mi?