“Top severse oynamazsan da kazanırsın”, “Atamayana atarlar”, “Lider tedirgin olur tökezler” sözleri ile yola çıkarsak Sarıyer’in bu günkü K. Şeker Spor maçını özetleriz. Rakip atamadı ve Sarıyer kazandı! Top Sarıyer’i sevdi ve lacivert-beyazlı ekip kazandı! Nasıl kazanırsa kazansın alınan üç puan harika oldu!
Takımın iki önemli eksiği vardı; Aydın ve Gökhan Çakır! Yerleri nasıl doldurulacak derken, üç kişilik futbol oynayan Serkan sahne alınca iş halledilmiş oldu.
Maçta kalite yoktu ama heyecan vardı. Bu heyecanın hakemin bitiş düdüğüne kadar taşınması az şey değil! Rakip takımın fizik gücü yüksek, kondisyonları yerinde ama yeteri kadar başarılı top gezdiremiyorlar ve öldürücü noktalarda yoklar. Böyle olmasaydı altı pas içinden bir pozisyonu iki defa direğe nişanlamazlardı. İşte tam bu noktada “TOP SARIYER’İ SEVDİ”… Atamayana atarlar kuralı öne çıktı ve Eray’ın ileriye attığı uzun topa Göksu ve Ender birlikte atak yaptılar. Ender engin tecrübesini konuşturdu ve rakibin iki defans elemanı ile birlikte önce topa atak yaptı, Göksu’nun geldiğini görünce durdu, iki rakibi de durdu ve Göksu da çok sert bir şutla maçın tek golünü kaydetti. Gole alkış tutarız ama, Ender’in hareketine de şapka çıkarırız! Eğer Göksu pozisyonu gol yapamasaydı Ender’i elbetteki çok fazla eleştirecektik, çünkü oyunun kuralı bu “Top sana yakındı değerlendirseydin” diyecektik.
Ender ve Ender gibi I. Lig ve Asya ligi deneyimi olanların bir lig boyunca takımına bir iki maç kazandırması kalitelerinin belgesidir.
Sarıyer maç boyunca oyunda baskı kuramadı. Ama son on dakika hariç baskı da yemedi. Bunda bu sezon en iyi maçını oynayan Emrah Umut’un; maç boyu bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile oynayan Serkan’ın; yorulana kadar Cumhur’un; Sinan’ın Göksu’nun, sonradan oyuna giren Ender, İbrahim ve Emrah Şahin’in çok büyük katkısı oldu.
Bu maç Sarıyer için ölüm kalım maçıydı. Fethiye yenilgisi şok yaratmıştı. Bu şoktan kurtulmanın tek yolu lideri yenmekti. Yenilgi uçuruma yuvarlanmak demekti. Bu konuda herkes hem fikirdi; futbolcu, taraftar ve yönetim!
Yönetimin iki üç kişinin üzerinde kalması affedilecek gibi değil! Böyle mi olmalı? ASLA! Bereket Sarıyer’i, Sarıyer Spor kulübü’nü ve futbolu seven bir Belediye Başkanı Şükrü Genç var. Yöneticilerden önce geliyor yerini alıyor. Desteğini de veriyor!
Başarılar yönetim kurulundan başlar. Yönetim kurulundan kopmalar, başarısızlığı beraberinde getirir… Üç aydır yönetim, gereği şekilde çalışamıyor ve üç aydan beri yaşam savaşı veriliyor! Sarıyer kulübü buna layık değil! Yönetici arkadaşların biraz daha duyarlı olmaları, birbirlerini biraz daha sevmeleri, konuşurken ölçüyü kaçırmamaları ve kulübün sorunlarını sahiplenmeleri gerekir! Yönetim kurulunun haftalarca toplanamaması ne demek be!!!
Kulüp Başkanı Sayın İbrahim Bozan’ın en kısa zamanda yönetim kurulunu toplaması, sorun neyse tartışmaya açması ve olayları açıklığa kavuşturması gerekir. Yöneticiler küs durmaz! Böyle şeylere alışık değiliz.
Bugün yönetici olanlar ile dün veya daha önceki yıllarda kulüpte yöneticilik yapmış olanların sorumlulukları devamlıdır. Bundan kurtulamazlar. Varsa bildikleri onları da en ağır şekilde genel kurulda dile getirirler; kahvelerde, sokaklarda, tribünlerde değil! Kulübün beş bucuk trilyon borcunun bulunmasının maç oynanırken tribünde tartışılmasının anlamı var mı? Bu kime hizmettir?
Ayıptır, yapmayın, bu hiç yakışmıyor!
Taraftarlara ayrı bir parantez açmak istiyorum. Mükemmel organize olmuşlar. İnşallah böyle devam eder. Daha önce de böyle idi sonra bozuldu, dağıldılar ve Sarıyerlilikle bağdaşmayan ortam yaratıldı. Neden? Bunun nedeni bugün değilse de lig bitiminde öğrenilecek elbet. Ancak şunu belirtmek isterim. Hangi takım olursa olsun, güçlü veya zayıf; Sarıyer’in karşısına çıkan takımı yenmek Sarıyer’in şanındandır. Puan cetvelindeki durum da bunu gerektirmektedir. Gördüğüm kadarı ile Sarıyer taraftarı bu maçta takımı yöneticilerden fazla sahiplenmişler havasını verdiler. Tebrikler. İşte Sarıyerlilik bu….