Yıllardır tüm partilerde belediye başkan adayları, milletvekilleri ve meclis üyeliklerinin belirlenme yöntemi hep eleştiriliyor. Bazen parayı basan, bazen de genel merkezlerde abisi olanlar tepeden inme belediye başkanı ya da milletvekili yapılıyor. Siyasi partiler kendi jargonlarıyla “eğilim yoklaması ya da temayül yoklaması” adı altında tabanlarının gazını alsa da, çıkan sonuçlara pek uyulmuyor. Genel merkezler, “Ben bunu uygun gördüm, sen de bunu seçeceksin” dedikten sonra pek fazla bir şey değişmiyor.
Durum böyle olunca gücünü halktan almadan, belli çıkar ilişkileriyle bu mevkilere gelenler ise sadece partililerin değil, herkesin başına kral kesiliyor. Seçimlerde kol kola gezdiğin adamı, bir sonraki seçime kadar bul bulabilirsen!!!
Olaya böyle baktığımızda, CHP Genel Merkezi 2015 seçimleri için kısmen de olsa, “hâkim gözetiminde yapılacak önseçimle” olumlu bir hareket sergiledi. Sorumluluğun bir kısmını parti üyelerine verdi. CHP’liler kendi milletvekillerini kendileri seçme fırsatını yakaladı. Yıllarca iktidar hasretiyle yanıp tutuşan sosyal demokratlar, hangi milletvekilleriyle temsil edileceklerini kendileri belirleyecek. Yıllarca eleştirdikleri noktada mühür onlarda olacak. Özellikle İstanbul 2. Bölgeyi takip eden bir gazeteci olarak nasıl bir tercih yapacaklarını gerçekten merak ediyorum.
CHP’lileri gerçekten ciddi bir sınav bekliyor…
Önseçimle Ankara’ya göndermek istedikleri isimler CHP’de tabanın ne istediğini de ortaya çıkaracak. ‘Partililer gerçekten CHP’nin iktidarını mı istiyor, yoksa muhalefette kalmaktan memnunlar mı?’ sorusu da cevap bulacak. 29 Mart 2015’te CHP’li üyeler değişim istemiyorsa, genel seçimlerde seçmenden de değişim beklemiyor demektir.
Bu gerçekler ışığında 29 Mart’ta CHP’li üyelerden şu soruların cevabını alacağız:
- CHP’li üyeler “Demokrasi var kardeşim istediğime oy veririm” mi diyecek, yoksa eline tutuşturulan listelere itaat mi edecek?
- CHP’li üyeler, lüks otellerde kendilerine verilen yemekler eşliğinde nutuklar atan tatlı su solcusu para babalarını mı, yoksa partinin tozunu yutmuş mücadele vermiş düzgün insanları mı seçecek?
- CHP’li üyeler; belediye başkan adaylarını ve milletvekilliklerini milyon dolarlar karşılığında pazarlayan ve tüm servetini bu yolla kazanmış popülist adamları mı, yoksa yıllarca parti içi demokrasi diye çaba gösteren emektarları mı seçecek?
- CHP’li üyeler; bir taraftan solculuk oynayıp, diğer taraftan borsadan manipülasyonlarla kolay yoldan trilyonları cebine indirenleri mi, yoksa kazandığı üç beş kuruşu partisine harcayan geniş yüreklileri mi seçecek?
- CHP’li üyeler; belediye başkanlıklarını saltanat haline getirmeye çalışan şovmenleri mi, yoksa kişisel çıkarlarını bir kenara bırakıp partilerinin başarısını düşünen insanları mı seçecek?
- CHP’li üyeler, sadece Halk TV’deki birkaç programda şov yapıp daha sonra kendisini arayan partililerin telefonlarını bile açmayan milletvekillerini mi, yoksa kendi içinden çıkmış her zaman ulaşabileceği kişileri mi seçecek?
29 Mart akşamı bekleyip göreceğiz CHP’liler değişim mi yapacak, yoksa “Böyle gelmiş böyle gitsin mi” diyecek.
VEDAT ÖZDEMİR
SARIYER MANŞET GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ