Yaşar Kemal Sarıyer'de sempozyumla anıldı
Sarıyer Belediyesi, Torosların İnce Memed’i, Türk edebiyatının en önde gelen isimlerinden Koca Çınar Yaşar KEMAL’i ölümünün ikinci yılında, bir sempozyumla andı. Yaşar Kemal Kültür Merkezi’ndeki sempozyum, Yaşar Kemal Belgeseli’nin ardından, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç açılış konuşmasında, Büyük Usta’yı barışın simge yazarı olarak tanımladı.
Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde Türk edebiyatının mihenk taşı Yaşar Kemal için yapılan sempozyum, Mehmet Ali Birand’ın, “Yaşar Kemal” belgeselinin ardından, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in açılış konuşması ile başladı. Ardından, “Değişimin romancısı Yaşar Kemal” temalı bir oturum gerçekleştirildi.
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Koca Çınar Yaşar Kemal’i, usta röportajcı, büyük edebiyatçı, barışın sözcüsü sıfatlarıyla tanımladı. Başkan Genç, bir sohbetinde Yaşar Kemal’in kendini anlatmak için kullandığı, “…Kendimi biIdim biIeIi zuIüm görenIerIe, hakkı yenenIerIe, sömürüIenIerIe, acı çekenIerIe, yoksuIIarIa birIikteyim…” sözlerinin binlerce süslü cümleden anlamlı olduğunu belirterek, “Koca Çınar’ı anlatmak için yazılacak binlerce süslü cümlenin, belki de kitabın çok daha üzerinde ve deyim yerindeyse tam da “Yaşar Kemal”ce bir tanımlama değil mi?” diye sordu.
Sempozyum, üç ayrı başlık altında ve üç oturum olarak gerçekleşti. İkinci oturumda Yaşar Kemal'in akademisyen eşi Ayşe Semiha Baban'ın, korkmadan gerçeğin üstüne yürürken yargılanan gazetecileri kastederek ve Büyük Usta'ya atıfta bulunarak söylediği, "İnsan soyu tükenirken, en kutsanacak olan onlardı" sözü oturuma damga vurdu.
Sarıyer Belediyesi’nin, Yaşar Kemal Sempozyumu’nun ilk oturumu, , “Değişimin romancısı Yaşar Kemal”di. Asuman Kapoğlu Büke’nin moderatörlüğünü yaptığı oturumda, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Feridun Andaç, Burhan Sönmez ve Mahmut Temizyürek, Büyük Ustayı, “Barış” ve “Anadolu Bilgesi” sıfatları ile vurguladı.
Moderatör Büke, ölümün büyük acısından sonra her sene ölene karşı hissedilen özlemin, Yaşar Kemal için, Büyük Usta'nın derinliği paralel hissedildiğini söyledi.
Feridun Andaç ise sözün aktarıcı, dilin gösterici olduğunu vurgulayarak, yaşadığı coğrafyayı bilmeden, öyküsünü anlamadan Kemal’in anlaşılamayacağını kaydetti. Konuşmacılar, Usta’nın belgeselinde de ifade ettiği, “Yeni bir roman dili yaratmaya çalışıyorum” sözüne dikkat çekerek, Yaşar Kemal’in bu anlamda devrim yaptığını ifade ettiler.
Sempozyumun "Gazeteci Yaşar Kemal" temalı ikinci oturumu, Altan Öymen'in moderatörlüğünde yapıldı. Yaşar Kemal'in akademisyen eşi Ayşe Semiha Baban ve gazeteciler Ferhat Boratav, Zeynep Oral, "Gazeteci Yaşar Kemal"i anlattı. Baban'ın, eşiyle ilgili sözleri tüm salondan dakikalarca alkış aldı.
Baban: "En Kutsanacak Olan Onlardır"
Yaşar Kemal'in hayat arkadaşı Ayşe Semiha Baban, muhalif aydın gazetecinin her dönem başını belaya soktuğunu belirterek, yaşananlar karşısında Büyük Usta'nın, "Bugün mahkeme kapılarında beklerken mesleğinin onurunu ve hakkını veren gazeteciler var. Selam olsun, korkunun üstüne yürüyenlere; insan soyu tükenirken en kutsanacak olan onlardır" sözünü kaydettiğini açıkladı. Baban, Kemal'in gazeteciliğini, Anadolu röportajları, portre röportajları, haber, edebiyat sanat ve köşe yazıları olarak başlıklara ayırarak, röportajlarını örneklerle anlattı. Baban, röportajla ilgili olarak Gazeteci Kemal'in, "Röportaj bir yaratmadır. Haber, gerçeğin bir simgesiyse, röportaj yaratarak gerçeğin kendisidir" sözünü anımsattı.
"O Gazeteciydi Zaten, Sonradan Romancı Oldu"
Ferhat Boratav, Ara Güler'in "O gazeteciydi zaten, sonradan romancı oldu" sözünün tüm anlatacaklarını en duru biçimde özetlediğini söyledi. Gazeteci Kemal'in, röportajlarında hiç not almadığını, hatta kalemi bile olmadığını söyleyen Boratav, "En iyi röportajcılar roman yazarlarıdır" dedi.
"Bizi Tahrik Etmeye Devam Edecek"
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı, Yaşar Kemal'in çalışma arkadaşı Zeynep Oral, Büyük Usta'nın çok kere DGM'de suçlandığını, yargılandığını ama bir keresinde, "Halkı, din, dil, etnik köken ayrımı yaparak kin ve nefrete sürüklemek ve tahrik" ile suçlandığını ifade etti. Oral, "Yaşar Kemal toplumu, kin ve nefrete tahrik etmese de, haksızlığa karşı çıkmak için tahrik ediyor. Yasaklayanlar unutulduğunda, hatta Yaşar Kemal toprağa karıştığında bile tahrik etmeye devam edecek" dedi.
"Mağdurların Yazarıydı"
Sempozyumun "Anılar" başlıklı üçüncü ve son oturumunun moderatörlüğünü Davut Ökütçü yaptı. Yazar, Şair ve Gazeteci Gazeteci Şeyhmus Diken, "Mağdurların yazarıydı" sözleriyle tanımladığı Yaşar Kemal'in, "İnsanlığın başına gelmiş en büyük felaket yokluk ve yoksulluktur" sözünü hafızasına kazıdığını anlattı. Diken, "Bazıları sadece yazar. Kemal gibiler ise yazdıkları ve duruşlarıyla, başları güç unsurlarıyla hep beladadır" dedi.
"Cesaret Bulaşıcıydı"
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve kendisini televizyon habercisi olarak tanımlayan Ali Kırca, Yaşar Kemal ile önceleri hayatın çocukluktaki gibi masum olmadığını, haksızlıkların da olduğunu öğrettiğini, toplumları etkileme gücü olduğunu kayderek, "Bir gün Taksim'de elinde bir tomar kağıtla mikrofona geldi. Sonra fırlattı, attı. 'Hazırdan değil, yürekten konuşacağım' dedi. Cesaret bulaşıcıydı" şeklinde konuştu. Kırca, Siyaset Meydanı Programı'nda misafiri olan Yaşar Kemal ile ilgili program arasındaki özel görüntüleri de paylaştı.
"En Eski Arkadaşıyım"
Yaşar Kemal ile 70 yılı aşan arkadaşlıkları olduğunu anlatan Yazar Hıfzı Topuz, "35 yıl önceki bir kitabını buldum. 'En eski arkadaşıma' diye imzalamış. Şimdilerde kalmamıştır, sanırım en eski arkadaşıyım" dedi. Yaşar Kemal'in askerden önce iş aramak üzere İstanbul'a geldiğinde ev arkadaşı olduklarını anlatan Topuz, Kemal'in iş bulamayınca önce Adana'ya, sonra askere gittiğini anlattı. Askerlik dönüşü, kendisinin çalıştığı Akşam Gazetesi'ne düzeltmen olarak önerdiği Yaşar Kemal'i kıyafetinden dolayı patronuna beğendiremediğini söyledi. Cumhuriyet'e düzeltmen olarak başlayan Kemal'in, hayalindeki röportajlara başladığında kendini bulduğunu söyledi.
Her oturumun ardından konuşmacılara Başkan Genç tarafından plaket verildi.