Kesilen ağaçların derin uğultusu
“3. Köprüyü yapamazsın, yaparım” tartışmalarının sürdüğü son 5 yılda Zekeriyaköy, Kilyos ve Uskumruköy’de ormanlar yok edilerek, binlerce villa daha yapıldı.
Dev inşaat projelerinin olduğu bölgede binlerce ağaç kesildi ve yerlerine milyonlarca dolarlık villalar inşa edildi.
Yine çevre hassasiyeti ile bildiğimiz bir kesim bu villaları alarak, o villanın oraya nasıl yapıldığını sorgulamadan oturmaya başladı.
O beyaz yakalıydı ve kendi keyfi için yapılan her şey mübahtı.
Kendi cenahından 3-5 kişinin keyfi için Zekeriyaköy’de yapılan orman katliamını görmüyor ama 3. köprü için kesilen ağaçları ise pek düşünüyordu. Bu konuda çok hassastı.
Belki de; “Gezi Parkı” eylemlerine de katılmıştı. Hatta “3. Köprü’ye hayır” diye tweet bile atmıştı.
“Nerede oturuyorsun” diye soranlara da “Zekeriyaköy’de oturuyorum şekerim” diyerek havasını atamayı da ihmal etmemişti. Ama oturduğu yerin eskiden orman olduğunu ve keyfi için binlerce ağacın katledildiğine hiç değinmemişti!
Çünkü işine gelmiyordu!..
O kendince oldukça huzurlu, sessiz sedasız bir yerde, doğayla iç içe bir yaşam sürüyordu. Geri kalan kısım yani öncesi, onu hiç mi hiç ilgilendirmiyordu!
Lüks villasının bahçesinde havuzun hemen başında arkadaşlarıyla kahkaha atarak konken oynarken, dikkatleri üzerinden atmak için “Gezi Parkı’ndaki ağaçlara da pek yazık” diyerek günah çıkarmayı da ihmal etmiyordu.
Kim bilir beklide vicdanıyla hesaplaşıyordu!
Çevresinin her gün biraz daha betonlaştığını görse de, konuşmuyor, görmüyor ve duymuyordu! O rahat etsin de toplumun geri kalanı havasız kalsın, saatlerce trafikte kalsın, umurunda bile değildi…
Kısacası; Zekeriyaköy, Kilyos ve Uskumruköy, Demirciköy’de oturan, toplumda “Tuzu Kurular” diye adlandırılan kesim “3. Köprü yapılmasın” diye verdiği mücadelenin milyonda birini kendi villası yapılırken kesilen ağaç için vermedi.
Vermedi ama Allah’ın sopası yok ya! Şimdi kesilirken sorgulamadıkları o ağaçların derin uğultusu, milyon dolarlık evlerine kâbus gibi indi.
3. Köprü’nün açılmasıyla birlikte Uskumruköy’deki viyadükten yayılan gürültü “tuzu kuruların” rahatını bozdu. Onlar için uyku haram oldu. Ormanlar yok edilirken sesini çıkartmayanlar şimdi ses kırıcılar yapılsın da gürültü kesilsin diye imza toplamaya başlamışlar.
Pardon ama peki, o ses kırıcılar kimin parasıyla takılacak? Onlar rahat etsin diye gariban halkın parasıyla oraya yeni bir sistem istiyorlar.
Birde unutmadan son olarak şunu da söyleyeyim; hele orada geçen motorlar yok mu, en çok gürültüyü de onlar çıkartıyormuş!
Ne diyeyim o gürültü tepenizden hiç inmesin! O uğultuyu duydukça belki biraz kendinizi de sorgulama imkanı bulursunuz...