Oktay Aksu’dan kötü başlangıç!
Yerel seçimlerin üzerinden neredeyse 9 ay geçti.
İstanbul’daki bütün ilçe belediyelerini yakından takip etmeye çalışıyorum. Özellikle CHP’nin kazandığı 26 ilçede belediye başkanlarının performansını elimden geldiğince proje bazlı izliyorum.
Belediyeyi yeni kazanmasına rağmen çok iyi çalışan belediye başkanları var.
Mesela kısıtlı imkânlarına rağmen; Beyoğlu, Üsküdar, Çekmeköy, Esenyurt (kayyım öncesi) halka dokunan çok güzel projeler hayata geçiriyorlar.
Fakat bazı ilçe belediye başkanları ise pek bir fark ortaya koyamadılar, vasat bir görüntü sergiliyorlar.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ilçelerde yaptığı projeleri sahiplenmenin dışına çıkamıyorlar.
Bu vasat belediyelerden birisi de Sarıyer...
29 Mart’ta yeni seçilen Mustafa Oktay Aksu belediye başkanlığına pek alışamadı.
“Artık belediye başkanıyım” deyip seçim döneminin sığ tartışmalarının dışına çıkamadı.
“Yeni Bir Başlangıç” sloganı ile seçim kampanyası yapan Aksu’nun, önceki Belediye Başkanı Şükrü Genç’in projelerinin dışında ortaya koyduğu farklı bir şey yok.
Sloganının aksine kötü bir başlangıç yapan Aksu, hem parti içindeki siyasette, hem de belediyecilikte çok büyük hatalar yapıyor.
Oktay Aksu’nun kendisi ve ekibi, geçen 9 aylık sürede elle tutulur bir proje üretemedi.
İnsanlar Sarıyer Belediyesi’nin projelerini konuşacağına Kartal - Sarıyer arasındaki çekişmeyi konuşuyorlar.
Ekibinin neredeyse tamamını Kartal Belediyesi’nden ve akraba ilişkileri ile kurup, Sarıyerlileri dışlayan tavrı ile “Sadece bir dönemlik belediye başkanıyım” imajı çiziyor.
Bir belediye başkanı elbette kendi ekibiyle çalışabilir. Buna hiç kimse bir şey diyemez.
Ama bunu yaparken kırmadan, dökmeden akrabalarının etkisinde kalmadan, dedikodulara bakmadan liyakatli insanlarla yapması gerekir.
Bütçeli tüm müdürlükleri Kartal ekibine bağlayıp, sırf sesleri çıkmasın diye Sarıyer’den atadığı başkan yardımcılarına birer müdürlük bağlaması da “Sarıyerlilere sus payı” olarak eleştiriliyor. Tabi Sarıyerli bu arkadaşların bu pasif duruşu ise ayrı bir tartışma konusu!
Bir diğer eleştiri konusu ise; özellikle halkın oyu ile seçilmişlerin yönettiği belediye gibi kurumlarda görev alanlar, insan ilişkilerinde daha mütevazı davranmak zorundadır.
Bir siyasetçide ve belediye başkanında olması gereken tevazu maalesef ne Oktay Aksu’da, ne de ekibinde var.
Kibirli bir tavırla, “dünyayı biz yarattık” edasıyla insanları rahatsız edici bir davranışlar sergiliyorlar.
Bu durum hem emekçi belediye personelleri arasında, hem de alanda sıkça dillendiriliyor.
Böyle bir durum da, alanda CHP’ye çok ciddi zarar veriyor. Bunu kimsenin yapmaya hakkı yok!
Ayrıca Başkan Oktay Aksu parti içinde el altında siyaset yapmaya çalışırken ciddi hatalar yapıyor.
CHP’yi çok iyi tanıyan birisi olarak söylüyorum. Aksu’nun CHP Sarıyer örgütü üzerinde çok ciddi bir ağırlığı yok. Olanı ya da farklı bir deyişle ondan yana görünmeye çalışanları da kadrosunu oluştururken, Kartal tercihleri ile iyice küstürdü.
Yıllardır partili olan bir belediye başkanı olarak; akrabalık ilişkileri ile el altından yapılan üyeliklerin CHP’de ters tepeceğini, kongrelerde işe yaramayacağını en iyi kendisinin bilmesi gerekir.
Gerçek partililer koçan koçan üyelik formlarının hangi vaatlerle, hangi dükkânlarda doldurulduğunu konuşuyor. “Tepeden talimat” denilerek dağıtılan koçanlar Oktay Aksu’nun fikri mi, yoksa Gökan Zeybek’in fikri mi bilmiyorum ama yıllardır tanıdığım ve siyasi hamlelerini iyi bildiğim Gökan Zeybek’in böyle hatalı bir yol izleyeceğini düşünmüyorum.
Kim bilir belki bir ilke daha imza atıp yeni ilçe başkanını da Kartal’dan transfer ederiz!
Sonuç olarak...
Artık Oktay Aksu belediye başkanı olduğunun farkına varmalı ve siyaset yaptığını sanan birkaç kişinin yönlendirmesiyle hareket etmemelidir
Oktay Aksu’nun gerçekten belediye başkanı olup olmadığını iyi anlaması için makama her gittiğinde oturup, her şeyi unutup, o koltuğun 'Güven'de! olup olmadığını düşünmesi gerekir.
Sponsorlar aracılığı ile yapılan bazı inşaatların çiçek Demetleriyle yönlendirilme biçiminden, Kartal ekibinin makam odalarında firmalarla birlikte hazırladıkları ihale şartnamelerine, belediye araçlarının özel işlerde nasıl kullanıldığından, spor kulübüne yapılan tartışmalı bağışlara, mühür bozmalardan ve Kılçıklı'nın alkol masalarından Sarıyer'i dizayn etmeye çalışanlara kadar çokça eleştiri ve bilgi var.
Çok uzun olmasın diye onları farklı bir yazıda değerlendireceğim.
VEDAT ÖZDEMİR