AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kongreler öncesinde meydanlarda, televizyonlarda partisini yeniden dizayn etmek için mesajlar veriyor. “Metal yorgunluğu olanlar bıraksın” diyor.  

Kısacası; AK Parti’ye faydası olmayanların, orayı çıkar amaçlı kullananların, ihale kovalayanların, parti kartvizitiyle iş yapanların, oranın verdiği iktidar gücüyle millete hava yapanların, kibirli davrananların, insanları ötekileştirenlerin görevi bırakıp çekilmelerini istiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajlarında;  belediye başkanı, meclis üyesi, ilçe yöneticisi, il ve ilçe başkanı, gençlik kolları, kadın kolları kim olursa olsun; koltuktan güç alanın değil o koltuğa güç verenin görev almasını istiyor.

İnsanlara tepeden bakanları değil, insanların dertleriyle gerçekten dertlenenleri yanında görmek istiyor.  

2002’de yola çıkarken, yanında bulunan saf, temiz, kirlenmemiş, üstüne şaibe bulaşmamış gibi kişilerin yeniden görev almasını istiyor.

Teşkilatta görev alacakların, kendi ticari kaygılarını düşünenlerden değil, 2019 seçimlerinde gördüğü riski gören kişilerden oluşmasını istiyor.

Kendi önünü açmak için suçsuz günahsız insanları FETÖ’cü diye gambazlayanları değil, bu işi mertçe ahlaki kurallar içerisinde yapanlarla çalışmak istiyor.

Kendisine yük olanlarla değil, canı gönülden yüküne ortak olmak isteyenlerle çalışmak istediğini söylüyor.

Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan söylüyor, yani “Çekin gidin kardeşim” diyerek mesaj veriyor.

Peki, ama parti içerisinde bu mesajı üstüne alınan var mı? YOK!

Yorulduğunu, partiyi çıkar amaçlı kullandığını düşünen var mı? YOK

AK Parti olmazsa aslında ticari olarak hiçbir yeteneği olmadığının farkında olan var mı? YOK

AK Parti’nin gücü olmazsa, o ulaşılamayan havalarının, afra tafralarının adeta bir balon gibi söneceğini ve kimsenin onları adam yerine bile koymayacağını bilen var mı? YOK

Aslında herkes kime ne mesaj verildiğini biliyor da, deyim olarak “Köylü kurnazlığı” derler ya durum tam da öyle bir hal almış…  

Sanki hiç kimse kendisine söylenmiyormuş havasında hareket ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştukça o tüm kurnazlığı ile “Gördün mü Reis nasıl uyardı” diyerek yanındakini uyarmaya çalışıyor.

Hiç kimsede “Metal Yorgunluğu” yok! Kimse yorulmamış, herkesin enerjisi tam gaz devam ediyor. Herkes “Dur daha yeni başladık” derdinde…  

Bu arada değinmişken, konuyu Sarıyer’e getirelim…

Geçenlerde ilçe yönetiminden bir kişiye,  “Cumhurbaşkanı sürekli mesaj veriyor. Sarıyer teşkilatında kimsede metal yorgunluğu yok mu?” diye sordum. O arkadaş ise bana, “Eski binadan taşındık. Tüm yorgunluk orada kaldı. Metal olmayan ahşap bir binaya taşındık” şeklinde esprili bir cevap verdi. Dedi ve kahkahayı patlattı!

O arkadaşa bakacak olursak şuana kadar Sarıyer’den de, ne meclis üyelerinden, ne de ilçe yönetiminden hiç kimse Cumhurbaşkanı’nın mesajlarını üstüne alınmamış. Yine herkes partiye gerçekten faydalı olacak kişileri, “Onun adamı bunun adamı” diyerek uzaklaştırmaya ve kendi yerini korumaya çalışıyor. Kimse yerini kaptırmak istemiyor.

Peki, Cumhurbaşkanı’nın dediği yenilenme Sarıyer’de nasıl olacak?

Eğer ki, İlçe Başkanı Salih Bayraktar, 2019’da yapılacak Yerel, Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yürütecek enerjiyi kendisinde görüyor ve devam etmek istiyorsa çalışacak ekibini çok iyi kurmalıdır.

Teşkilatı artık çok iyi tanıdığını düşünüyorum. Yerini kaptırmamak için başkalarına ayak oyunları yapanları çok daha net görebildiğini tahmin ediyorum. Bunların amaçlarının partiyi büyütmek değil, “küçük olsun benim olsun” mantığında hareket ettiklerini bildiğini tahmin ediyorum…

Bu yüzden ilçe yönetiminde ‘Şimdiye kadar kimler ne yaptı?” sorusu üzerinden bir performans değerlendirmesi yapmalıdır.

Meclis üyeleri arasında kimin nasıl çalıştığını ve onların performansını bizzat kendisi takip etmelidir.

2019 yerel seçimlerinde Şükrü Genç gibi güçlü ve herkese dokunabilen bir belediye başkanına karşı nasıl bir aday çıkartacak onu iyi hesaplaması lazım.

Genel seçimlere nasıl hazırlanılacak? Kimler hangi çalışmaları yapacak şimdiden planlaması lazım.

Genel seçimleri düşünürken, referandumdaki %60’lık “Hayır” oyunu dikkate alması lazım.

Yeni ilçe binasında boğaz manzarasında selfie çekmek için gelenleri değil, mahallelerinde canı gönülden çalışanları iyi değerlendirmesi lazım…

Hem çalışmayıp, hem de sonuçlar başarısız çıkınca, tüm yükü ilçe başkanına yükleyenleri çok iyi görmesi lazım…

Salih Bayraktar, eğer devam etmek istiyorsa ve cumhurbaşkanının da mesajlarını iyi algılıyorsa kimsenin gözünün yaşına bakmaması lazım. İnce eleyip sık dokuması lazım. 

Aksi halde yarın çıkacak başarısız sonuçlarda en yakınındaki kişiler bile sorumluluğu kendi üstüne almaz, tüm sorumluluğu Salih Bayraktar’a yüklerler.

Kısacası kimse “Yoruldum” demez, Salih Bayraktar’ın yorulanları gözünden tanıması lazım… 

Tabi eğer 2019’da Sarıyer’de bir iddiası varsa…