GÜROL BAĞCI / SARIYER MANŞET GAZETESİ  
Oturup düşünüyorum geçen süreyi. Geldiğimiz getirildiğimiz kötü durumu tahlil etmeye çalışıyorum. Düşünmeden edemiyorum acaba daha kötü günler görüp bugünü arayacak mıyız diye.

Hakikaten ya aklım almıyor koskoca Sarıyer, panayır eğlencesinde sezon açtı. Profesyonellere teslim ettik kulübü dedik, istikrar için Akif hocanın kalması iyi oldu dedik. Ama ne hikmetse bu güzellikler mevsimlik açan çiçekler misali soldu, çürüdü… Saksı içinde humuslu toprak kaldı geriye.

Düşünüyorum, taşınıyorum Bayrampaşa stadına neden gittiğimizi, neden taraftar götürülmediğini, neden iç saha maçlarımızda rakip taraftarların bizden fazla olmasına izin verildiğini anlayamıyorum. Bulamıyorum.   Sezonun açılış maçı sonrası taraftarların sebep olduğu nahoş gelişmelerden dolayı taraftarı cezalandırıyor olabilir misiniz acaba? Peki, nereye kadar sürecek takımı taraftardan, semtten soyutlamak. Tamer Taşpınar’ın yaptığı gibi sene sonuna kadar bitirmezseniz stat inşaatını o zaman başarılı olabilirsiniz. Sağı solu boyamakla olmaz, yetmez bu işler. Taraftarı dışlarsanız taraftar çığ olur siz gidene kadar bomboş tribünlere oynarsınız. Gelen üç beş kişinin de nahoş tezahüratlarına muhatap olursunuz. Sarıyer küme mi düşmüş yoksa Bank Asya’ya mı çıkmış önemi kalmaz.

Geçelim taraftar konusunu.

Geçen sezon Sayın Bozan’ın, Ekşi hocayı göndermede yaptığı gecikmeyi bu yönetim yapmadı güzel, ama İlker hocaya takımın teslim edilmesi çok kötü bir harekettir. Bu sene 18 takımlı cadı kazanında oynuyoruz, teknik direktörlük deneyimi olmayan bir hocayı getirmek intihar etmek değil midir? Gönül ister İlker hoca başarılı olsun. Ama zor. Madem bir hoca bu sene Sarıyer’de staj görecek.  O zaman ne gerek vardı İlker Hocaya… Teslim ederdiniz takımı Kaptan CEM’e. İlker hocanın Kaptan Cem’den ne artısı var?

Geçen sene kötü sonuç olsa da Sayın Bozan takımın iskeletini kurmuştu. Birkaç nokta transfer ile bu takım kafaya oynardı. Alacakları karşılığında çok iyi adamlar elden kaçtı. Yerlerine gelenler evlere şenlik. Dündar gibi oyunu her mevkiden domine edebilecek ceza sahasına diklemesine topla girebilen oyuncumuz var onu küstürüyoruz. Ne için, hangi yetersiz oyuncu için…

Bakıyorum bu sezon profesyonel takımımız 27 oyuncuya lisans çıkartmış. Oynadığımız 4 karşılaşmada 19 oyuncu forma şansı buldu. Ethem, Gökhan, Aytürk ve Şevket bu 4 maçın tamamında oynadılar. Hala forma şansı bulamamış 8 tane oyuncumuz var. Körfez maçında son 3 dakikada yer bulan Serhat Kayalar ise en az dakika alan oyuncu konumunda.

Oynanan bu 4 maç baz alındığında geçen yılın başarılı isimlerinden Emrah Şahinçiftçi’nin son iki maçta ikinci yarıda sahada olduğunu Körfez maçında ise son 5 dakika oyuna girdiğini düşünürsek toplam 95 dakika yer alması son derece üzücü ve düşündürücü. Gol umutlarımız Aydın Tabak’ın 91 dakika, Sercan’ın ise 70 dakika oynama şansı bulması hayra alamet değil.

Alanyaspor’dan kaptan apoletiyle alınan Dündar’ı ise ne yazık ki verimli kullanmıyoruz. Hatta hiç kullanmıyoruz. Son iki haftada hiç forma giymedi.

Oynanan maçlarda oyuncularımızı o kadar verimsiz ve yanlış yerlerde kullandık ki geçen 4 haftada hayretler içinde maçları izledik.

TV ekranlarında takım yakında düzelecek demekle olmuyor bu işler.

Her geçen hafta dibe demir atıyoruz. Oralardan çıkmakta sanıldığı gibi kolay değil.

O kolaylık ancak Playstation oyunlarında olur.