İhmal rezalet mi?
İBRAHİM BALCI / SARIYER MANŞET GAZETESİ
Kazanılan maç masa başında kaybedildi. Olacak iş değil! Deneyimli bir sekreterya böyle bir hatayı nasıl yapar? Oysa Sarıyer S. K. nün bir özelliği tescil işlemlerinde üst düzeyde başarılı olmasıdır. Teşkilat bunu böyle bilmekte, kabul etmektedir. Bu özellik yavaş yavaş yerini başıbozukluğa terk ediyor.
İki kez böyle olayla karşılaşıldı. Biri Türkiye Kupasında idi. 1981/82 sezonunda sarı kartlı futbolcu oynatıldığı için Sarıyer kazandığı maçı kaybetmişti. Ama burada sadece elenme vardı, puan kaybı yoktu. Darbesi ağır olmadı. İkincisi ise bu sezon meydana gelen K. Şeker maçı hükmen yenilgisidir. Bu yenilginin ağır yanı lig maçı oluşu, kaybedilen puan ve alınan cezalardır ki unutulmayacak kadar ağır darbedir.
Transfer muameleleri hata kabul etmez, bu nedenle oto kontrol önemlidir. Anladığım kadarı ile bu yapılmamış ve dört sarı kartlı futbolcu oynatıldığından kazanılan maç kaybedilmiştir. Hem de bu kadar kritik bir dönemde! YAZIK!
Kaybedilen üç puan geri gelmez gibi geliyor bana. Tahkim kurulu ne der bilinmez, pek aklım ermiyor ama inşallah kulübümüzü haklı çıkarır!
Üzerinde duracağım husus, hükmen yenilginin takım üzerinde yarattığı olumsuz havadır. Bu ağır darbeden sonra, kendi alanında Alanya ile yapılan karşılaşmada her şeye rağmen verilen mücadeleyi takdir etmek gerekir diye düşünüyorum. Aile içinde olan bir olay tüm aileyi nasıl etkiliyorsa, bu hükmen yenilgi de takımı, yönetimi ve taraftarları da şüphesiz o şekilde etkiliyor. Böyle olunca da takım sahaya morali bozuk ve telaş içinde çıkıyor. Böyle oluca da olan oluyor.
Sarıyer’in şanssızlığı devam ediyor, bunu kırması gerekir ama nasıl olacak?
Mutlak bir çözüm bulmak gerekir! 10. saniyede Aydın girdiği mutlak gollük pozisyonda topu kaleciye nişanlamasa, ikinci devrenin başında yine aydın Eray’ın ortasını altı pastan kaleciye teslim etmese, 90+3 de Göksel’in ortasını Ender gol yapabilse Sarıyer’in sahadan farklı galip ayrılması işten değildi.
Sarıyer maçın başından sonuna kadar, zaman zaman çok dağınık oynadıysa da maçın hakimi idi. Daha çok pozisyon buldu., çok daha fazla tehlikeli oldu ama üç puana ulaşamadı.
Sarıyerli futbolcuların nedense bu sezonda geri pas hastalığı devam ediyor. Sinan’ın santradan hatalı geri pası olmasaydı rakibin gol atması imkanı yoktu. Rakip futbolcu iyi kaçtı ve topa çok iyi vurdu ve golü yaptı. Ama Ethem kalitesinde bir kaleci, ayağı kaymadıysa, bu golü yememeliydi.
Defansta İbrahim arandı. Orta alandan kolay çıkılamadığı için pres yapan takım karşısında zorluk çekiliyor. Oysa aksi olmalı Sarıyer rakiplerine pres yaparak onları kendi alanlarında hapsetmelidir. Başka türlü sonuca gitmesi zor! İleri adamların daha yıpratıcı olması gerekir.
Sarıyer kazanabileceği bir maçı beraberlikte bitirdi. Kazanabilseydi puan sıralamasında daha üst sıralara çıkamazdı ama rahat nefes alırdı. Şimdi ateş hattının içinde kaldı. Ya bir terslik olsaydı da yenilseydi. İşte o zaman kabusun içine tam anlamıyla girilmiş olurdu. Bunun için, böylesine kahredici moral bozukluğu içinde alınan beraberlik ve bir puan felaket değildir diyorum.
Ligin bitmesine 12 maç var, köprülerin altından daha çok sular geçer. Yıkılmamak gerekir, her maça lige yeni başlıyormuş gibi asılmak gerekir! Pes etmek yok! Klasman grubu lig maçları yeni başlamış sayılır!