Sarıyer’in başkan adaylarına bakışı
31 Mart yerel seçimlerine iki aydan kısa süre kaldı. Sarıyer’de yarışan adaylar da artık belli oldu. CHP ve AK Parti’nin adayları bir diğer adıyla Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın belediye başkan adayları sahaya indi.
Objektif gözle bakan bir gazeteci olarak Sarıyer’deki belediye başkan adaylarını, siyasete ilgili-ilgisiz hemen herkese sormaya çalışıyorum. Neredeyse tüm siyasi partilerin yerel temsilcileriyle özelden yaptığımız konuşmalarda görüş alışverişinde bulunuyorum.
Ev hanımının da, büyük işadamının da, bakkalın da, yalıda ya da gecekonduda oturanın da adaylarla ilgili bilgisi var.
Yerel seçimlere partili olarak fanatik gözle bakanlar olsa da “Hizmete oy vereceğim” diyenler çoğunlukta görünüyor.
“Reisçiyim ama Sarıyer’de oyum Şükrü Genç’e” diyeni de var, “Aday beni ilgilendirmez, partime oy vereceğim” diyeni de var.
Sarıyer’in geneline baktığınızda ise adaylarla ilgili seçmenin gözündeki fotoğrafta şunu net bir şekilde görebiliyorsunuz.
Bir tarafta on yıllık belediye başkanlığı döneminde Sarıyer’e yaptığı hizmetler ve halka karşı samimi tavırlarıyla parlak bir karneye sahip olan CHP’nin adayı Şükrü Genç, diğer tarafta ise akrabalık ilişkileri ile siyasete zorla monte edilmeye çalışılmış ve iktidar partisinin adayı olmasına rağmen rakip olmakta bile zorlanan bir Salih Bayraktar var.
Bir tarafta gecekonduda doğmuş, büyümüş ve Sarıyer’de aynı kaderi paylaşan yüz binlerce vatandaşın güvencesi konumundaki Şükrü Genç, diğer tarafta ise İmar Barışı’nın "mimarı" olarak lanse edilmeye çalışılan ancak çıkan yasadan bihaber bir Salih Bayraktar var.
Bir tarafta halka yakın duruşuyla kendi partisi tarafından gurur kaynağı olarak görülen bir Şükrü Genç, diğer tarafta ise İlçe Başkanlığı döneminde ilçe binasını; gecekondu mahallesinden YALI’ya taşıyarak halktan uzak bir imaj çizen ve parti teşkilatı tarafından bile eleştirilerin odağına oturtulan AK Parti’nin adayı Salih Bayraktar var.
Bir tarafta sağcısı-solcusu, Alevisi-Sünnisi, Sivaslısı-Karadenizlisi; Sarıyer’in genelinde yaşayan tüm vatandaşlara eşit durmaya çalışan bir Şükrü Genç, diğer tarafta ise parti içindeki hemşericilik tartışmalarından kurtulamayarak kendi partisinin oylarını bile koruyamayan bir Salih Bayraktar var.
Açık söylemek gerekirse Sarıyer’de yarış bu düzlemde gidiyor.
Bunun yanında bir de partilerin içinde yaşananlar var.
Örneğin CHP’de aday etrafında bir kenetlenmenin olduğu ve seçimleri kazanmaya olan inanç, geçmiş seçimlere göre daha güçlü görünüyor. Tüm CHP’liler; belediye başkan adaylarının güçlü olduğundan ve seçimleri kazanacağından emin görünüyor.
AK Parti’de bunu söylemek mümkün değil.
AK Parti’de ciddi bir bölünmüşlük var.
Hemen herkes aday tercihinin yanlışlığından yakınıyor. Kazanmaya olan inanç neredeyse sıfır. Bırakın kazanmayı “Kaç bin oy fark yeriz” üzerinden takım elbisesine, yemeğine iddiaya girenler var.
Bunun yanında AK Parti’de, Sarıyer’in demografik yapısına göre hareket edilmiyor olması da ayrı bir dezavantaj. Partiye emek verenlerin yüzde 60’ı neredeyse Sivaslı ama hem belediye başkanı hem de ilçe başkanının özellikle Trabzonlu oluşu kırgınlıklara neden olmuş. İlçe yöneticilerinin neredeyse tamamının Trabzonlu oluşu esprilere bile konu olmuş durumda.
AK Parti teşkilatında birbirlerine “Şota" ya da "Arçil” isimleriyle hitap edenler bile var.
Dost acı söyler!
Yukarıda saydıklarım sadece bana yansıyanlar değil, Sarıyer’de siyasetle ilgilenenlerin üzerinde neredeyse hemfikir olduğu noktalar.
31 Mart akşamı sandıktan çıkacak sonuçlarda bunu hep beraber göreceğiz.