Klasman maçlarına doğru...

Klasman maçlarına doğru...

   İBRAHİM BALCI / SARIYER MANŞET GAZETESİ  

Başarısız sonuçlar üzerine teknik heyet değişikliği yapıldı. Yeni sorumlu Mehmet Demirtaş! İki antrenmanını izledim. İyi sinyaller aldım. Ama ilk edindiğim izlenim, takımımızın yeteri kondisyona sahip olmadığıdır. Demek ki ben ve benim gibi eleştiri yapanların belirttiği gibi mevsim başı yeteri kadar çalışma yapılmamış! Nedenini de belirmiştik: Otuz yedi futbolcu ile hazırlık kampı yapılmaz, yapılırsa takım hazırlanamaz. Aynen oldu, takım yeteri kadar çalışamadığı için kısa sürede demoralize oldu ve puan kayıpları arka arkaya geldi. Mehmet Demirtaş hocanın yaptırdığı antrenmanı izlerken hayli etkilendim. Futbolcuları çok istekli, arzulu ve hırslı gördüm. Ama bu arada hocanın sıkıntısını da hissettim. “Kondisyon vermek için yüklensem futbolcuları bitiririz” düşüncesi içindeymiş hissini aldım. Bu düşüncedeyse çok haklı! Ama yavaş yavaş olayı çözeceğine ve bilhassa devre arasında işi yoluna koyacağına inandım.

Mehmet Demirtaş’a dolayısıyla Sarıyer Spor Kulübü’ne her Sarıyerlinin yardımcı olması, destek vermesi gerekir. Mehmet Hoca gerçekten büyük imkânları bırakarak, Sarıyerlilik duygusunun ağırlığı altında, avantajlarını terk ederek koptu Kasımpaşa’dan.

Sarıyer Göztepe maçında Sarıyer’in rakibi Göztepe değil; önce İstanbul İl Müdürü Sayın Tamer Taşpınar ve sonra da hakemlerdi. Sayın Taşpınar ne kadar iyi niyetli olursa olsun iki buçuk yıldan beri Y.Z.Ö. Stadı’nın onarımını rabıtalı bir şekilde yaptıramadığı için Sarıyer’in birinci büyük rakibi olarak kürsüye çıktı. Bu maçta gördük ki Y.Z.Ö. Stadı’nda sadece olimpik yüzme yarışları yapılır, asla futbol oynanmaz!

Sarıyer’in diğer rakipleri ise hakemlerdi. “Hakemler de insandır. İnsanlar da hata yapar” anlayışı ile hareket ediyor ve tüm iyi niyetlerimizi seferber etmemize rağmen hakemlerin asla iyi niyetli olduklarına inanamıyoruz. Doksan dakika boyunca tüm avantajlar deplasman takımı için mi kullanılır? Yoksa böyle bir kural mı var? Maçın 15 dakikasını çalan rakip kaleciye son dakikalarda sarı kart gösterilmesinin anlamı şudur: Takımını kurtarmak için seni atmıyorum! Başka ne olabilir! Maçın ilk çeyrek dakikası içinde kırmızı kartla renginin kızartılması gereken rakip takımın dört numarası 88 dakika nasıl oyunda tutuldu? 53. dakikada kurşun hızı ile dalan ve rakiplerinden sıyrılarak gol pozisyonuna giren Aydın’ın iki kişi tarafından indirilmesinin adı “PENALTI”  değilse maçı yöneten Ali Karadutlu’da  “HAKEM” değildir. Olsa olsa rakibin düdüklü yandaşıdır.

Bu sezon her nedense Sarıyer maçlarına devamlı Doğu Bölgesinden hakem geliyor. Yahu böyle görevlendirme olur mu? Bir hafta oradan olursa, bir diğer hafta Trakya bölgesinden, bir başka hafta Ege, Akdeniz, Karadeniz ya da Orta Anadolu’da bölgesinden görevlendirme yapılır! Şu kör şeytan da neler getiriyor insanın aklına: AKP Sarıyer’de Belediye Başkanlığını kaybettiği için Sarıyer tu kaka edilmiş; gözden çıkarılmış olmasın! Böyle pis bir düşünce varsa bile; aman ha, adalet düdüğünü çalmakla yükümlü olan hakemler buna alet olmasın!

Maçın eleştirisini yazacaktık, detayları yazdık! Olsun, bunlar detay olsa da bilinmesi gereken şeyler.

Takıma gelince, fazla bir değişiklik yoktu. Klasik 4-4-2 düzeni ile sahaya çıktı. Maç sonuna kadar düzeni korudu. Değişiklikler yerindeydi. Takımı azimli, mücadeleci ve yenilgiyi kabul etmez gördüm. Ama yenildi, elbette ki yenilecek. Zira Sarıyer’de eksik çok fazla. Geri dörtlünün iki orta adamı bugün için yeterli değiller. Birbirlerinden kopuk oynuyorlar, hava toplarında bariz üstünlükleri de yok. Serkan hala eski Serkan değil. İleri fazla çıkamıyor, etkili olamıyor. Orta alanda sorun devam ediyor.  Sağda Aydın çok iyi mücadele etti ve golünü attı. Solda Sezai iyi değil. İyi giderken bozuldu ve üç maçtır toparlanamıyor. Ne yaptığını bilmeden dolaşıp durdu. Bu alanın orta ikilisinden Emrah ayakta durmaya çalıştı, iyi mücadele etti ama yeterli değildi. Takımın eskisi olarak oyunu kontrolüne almalı arkadaşlarını ateşlemeliydi. Gökhan Çakır adeta sinir küpü. Hakem ve rakibi ile oynamaktan futbol oynamayı unuttu. Yazık, böyle giderse kaybolacak! İleri ikiliden Göksu ile Sinan iyi mücadele ettiler ama yeterli olmadı. Göksu’nun kaleciye teslim ettiği pozisyonun gol olmaması Sarıyer’e yenilgiyi getirdi. Çünkü rakip karşı akında ilk golünü buldu. Sinan da ayağına gelen pozisyonu ağır hareketi yüzünden değerlendiremedi. Oyuna sonradan giren Ender, Çoşkun ve Özgür oyunu rakip ceza alanına yıktılarsa da sonucu değiştiremediler.

Rakip Göztepe yarıştan kopmamak için müthiş bir mücadele verdi. İki güzel gol buldu. Maçı galip bitirebilmek için hakeminde müsamahasından yararlanarak her türlü vakit geçirici hareketi yaptılar ve üç puanı alıp gittiler.

Sarıyer 20 puanla altıncı sırada. 24 puanlı üç, 23 puanlı bir takım var. Demek ki Sarıyer’in mücadelesi ikincilik için devam ediyor. Dört puan kapanmayacak bir fark değil ama kazanmak koşuluyla! Ben gidişin klasman maçlarına doğru kaydığını görüyorum. İnşallah yanılırım.

Bu yazı toplam 2457 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi