Biz daha ÖLMEDİK!
KIVANÇ EKİNCİ / SARIYER MANŞET GAZETESİ
Son haftalarda olduğu gibi bu hafta da Göztepe maçına içimizde umutla gidip hayal kırıklığı ile ayrıldık. Yeni Teknik Direktörümüz Mehmet Demirtaş skor anlamında iyi bir başlangıç yapamamış olsa da gelecek haftalar için iyi sinyaller verdi. Her şeyden önce takımla birlikte olduğu 4-5 gün içerisinde tüm futbolculara hırs aşılayabilmiş, kazanmak için herkes elinden geleni yaptı, yetmedi. Rakip Göztepe bu maça gelene kadar çıktığı 15 karşılaşmada sadece 8 gol, yani neredeyse her maç yarım gol yemiş. Oysa ki Sarıyer takım ve bireysel savunması oldukça güçlü olduğu anlaşılan bu takım karşısında zor da olsa bir çok pozisyon buldu. Maçın ilk yarısında Sinan, Göksu, Selim ve Aydın'ın topu ağlarla buluşturamadığı pozisyonlar, ikinci yarıda ise Coşkun'un direkten dönen topu, Aydın'ın ceza sahası içerisinde yere indirilişini hakemin görmezden gelmesi, maçın son anlarında Coşkun ve Emrah'ın santim farkla avuta giden vuruşları, hepsi de Aydın'ın uzatmaların son dakikasında attığı golden daha net pozisyonlardı. Üstelik sahada ki su göletlerinin azizliğine uğrayan akınlarımızı saymıyorum. Göztepe rakibe pozisyon vermemesiyle grupta yer edinmiş, Sarıyer ise kendi evinde bile Fethiye, Alanya, Denizli Belediye gibi takımlara dahi baskı kurmakta ve pozisyon bulmakta zorlanan bir takım halini almış ama bu iki takımın maçında bir çok pozisyona giren taraf Sarıyer olduğuna göre, Mehmet Demirtaş kısa sürede takımı bu görüntüden uzaklaştırmaya başlamış ve daha da uzaklaştıracak demektir.
Peki ama atı alan Üsküdar'ı geçti mi? Bence henüz kimsenin bir yere gittiği yok, 2, 3 ve 4. sıradaki ekiplerin kalan dört maçta 12 puan alması durumunda bile (ki bu imkansız zira bu takımların birbirleri ile oynayacakları maçlar mevcut) Sarıyer'in 5'te 5 yapıp 15 puan toplayarak 2.liğe yerleşmesi mümkün. Ben 2. takımın 33 puana ulaşan ekip olacağını tahmin ediyorum. Bu da Sarıyer için 5 maçta 4 galibiyet bir beraberlik demektir. Zor bir performans ama imkansız değil. Mehmet Demirtaş, namı diğer "Keçi Mehmet" lakabının hakkını verir son ana kadar 2.lik inadından vazgeçmez diye tahmin ediyorum. Hemen ümitsizliğe düşmeyelim; Biz daha ölmedik!
***
Göztepe maçı cezamız nedeniyle seyircisiz oynandı, Türkiye'de ki seyircisiz oynama cezalarını yabancı bir arkadaşıma anlattığımda inanmakta zorlanarak, "maçı izleyenler olmadıktan sonra oynamanın ne anlamı var, bu futbolu spor olmaktan çıkartır." demiş ve eklemişti, "izleyicisiz tiyatro da var mı sizde?" İsveçli arkadaşımın futbola bakış açısıyla bizim futbolumuzu yönetenlerin bakış açısını karşılaştırırsak, futbolumuz neden ilerlemiyor sorusunun cevabını bulmak biraz daha kolaylaşır. Seyirci alınmayan bu maçı basın mensubu kimliğiyle izledim, bulunduğumuz basın tribünün de görevliler görüntü ve fotoğraf almamızın yasak olduğunu söyleyerek, makineleri kapatmamızı istediler. Kuralları uygulayan görevlilere karşı çıkmamız mümkün olamazdı, fotoğraf çekmeyi kestik. Kuralları uygulamakla görevli olanlara sözümüz yok ama T.F.F. bu uygulaması ile futbol kalitesi çok düşük olan 2. Lig'in zaten ayaklar altında olan marka değerini de yok ediyor. Avrupa maçları ve Süper Lig için bu uygulamalar yerinde olabilir, zira o maçların yayın hakları için devasa paralar ödeniyor, ancak gel gelelim 1. ve 2. Ligler için bu uygulama sadece basının dolayısıyla da spor severlerin bu maçlara olan ilgisini baltalamaktan başka bir şey değil. Ama T.F.F.'de kendince haklı; "Nerem düzgün ki, bu da düzgün olsun" diyebilir.