Az kaldı, zaman da nasıl geçiyor. Yerel seçimlere bir yıldan az zaman kaldı. Bakalım Sarıyer’de bu seçim nasıl geçecek derken bir bakalım senaryolara… Öncelikle aday adayları meydana çıkacak. Bunların çoğu meclisi garanti etmeye çalışan anlayış. İl dernekleri çıkacak, benim bu kadar oyum var, bende varım diyecek. Öbürü gelecek bu mahalle benden sorulur bende varım diyecek. Bu liste uzayıp gider. Bir bakarsın ki Sarıyer’in oy kullanacak kişi sayısı taahhütlerle altı yüz bini aşmış.  Yakışır Sarıyer’ime… Seçimin bitiği gece hepsi buhar olur gider nasıl olsa…

Adaylar belirlenip sokağa çıkılır aynı nakarat devam. Tapunu vereceğim, balık satış yeri yapacağım, vs… Ben bir başkan olayım seni işe, amirliğe, başkan yardımcılığına, danışmanlığa derken her tarafa vaatler dağıtılır. Bitti mi? Yok dahası var. Bunların sözünü veren de başlar bu adam başkan olursa ben şu olucam, sende bu olursun diyerek bu liste devam eder. Meclis üyesi adayları da bir seçilir mahallede güller açacak der, ne hikmetse o gül seçilince tek kendi bahçesinde açar. Anlayacağınız bir seçim projesiz, mantıklı yatırımlar Sarıyer’e yararlı işlerin haricinde her şey konuşulacak.

Artık Sarıyer’de siyasi anlayış sonuca ve mantığa dayalı seçim çalışması aday ve meclis üyeleri ile birlikte geleceğin planlandığı ve verilen sözlerin tutulabilir derecede olması gerekmez mi? Seçim çalışması olan siyasi partilerin şimdiden projelerini hazırlayıp seçimi öyle beklemesi gerekmez mi? Pansuman belediyeciliği değil, gerçekten Sarıyer’in çehresini değiştirecek bir anlayış olması gerekir. Sarıyer’e bugüne kadar yalanların en doğrusu kötünün iyisi anlayışı yapıldı sanmayın sakın. Bu halk doğrulara oy vermez, Sarıyerli aslında artık doğruları bekliyor. Ayrıca bu seçim çok kolay olacak. İlk defa doğru, çalışkan, proje üreten ekip ve başkanı kazanacak hepimiz deriz ya bu seçim Sarıyer’in en zor seçimi olacak diye. Sebebi düzeysiz geçeceğine inandığımızdan sanırım. Fakat bakalım kolayı mı zoru mu seçecekler?