Siyasetin anatomisi
“Siyasetçinin bir duruşu olmalı ya da dürüst olmalı, yalan söylememeli” gibi binlerce lakırdı. Bu erdemler zaten siyasetçi de olması gerekenler değil mi? Siyasetin binlerce yıl önce çıkış amacı neydi? Toplum sorunlarını belirlemek adına toplumun sözcüsü olan insanların bir kabinede devlet desteği ile sorunların giderilmesi ve toplumun rahat içerisinde yaşamasını sağlayan temsilciler meclisi değil midir? Tabi zamanla bu iş lakırdı siyasetine dönüvermiş, belli kesim ve topluluklarda yozlaşmış. Bir nefesle verilen sözlerin insanları mağdur etmesi siyasetin ilkesi oluvermiş… ‘Ben gelirsem söz bunu yapacağım” gelince de “Ya sıkıntılı, olmayabilir, bütçemiz yok… Bizden önceki şunu yapmış” gibi enkaz muhabbeti alıp gidiyor. Eee sen bilmiyor muydun bu işe talip olurken? Biliyordu da “hele bir geleyim, bakarız” anlayışı...
Hani bir hikaye vardır ya; Anadolu’da bir adam bir gün demiş ki, “Seçimi alınca, buraya deniz getireceğim” Kısmet, kazanmış. Halkta çıkmış, sormuş; “Hani denizi getirecektin” diye. O da gelmiş İstanbul’a dansöz Deniz’i bulup, götürmüş. “Alın size Deniz” demiş… Hep bu hikayede dansöz hangisi diye düşünürüm…
Halk meclisi, adı üstünde halk için var olan onu mahalleden başlayarak ile kadar giden bu meclis topluluğunun unutmaması gereken şey, onu seçen insanlara hizmet yapılmalıdır tek gerekende budur. Yalanlar üstüne kurulu bir anlayış ya da “Az sonra, yakında” gibi kavramlar sadece zaman kazanmakla alakalı bir anlayıştan öteye gitmez. Bu da insanlara ve siyaset yapan kişilere zarar verir. Toplumlar beklenti içerisine sokmak gelecekte daha büyük sorunların kaynağı olur ve telafisi imkansızdır. Bir de diğer taraftan bakalım… Neden halk, bu tip insanlara inanır ve destekler? Nedenleri fazla olmakla birlikte, en önemlisi halk duymak istediklerini siyasetçiden bekler doğruluğuna ve alt yapısına bakmaz… Örnek olarak, “Ben gelince tapunuzu alacaksınız” sözü gibi. Bu aslında öyle bir sözle halledilecek bir şey olsaydı Sarıyer’de altıncı dönemdir belediye var ve hepsi aynı sözü vererek oy almıştır. İnsanlarda olayın içeriğine bakılınca da bu konu böyle sözlerle olmuyor. Nereden bunu çıkarıyorum derseniz, otuz yıldır bir arpa boy yol alınmaması… Demek ki bu iş seçim meydanlarında umut tacirliği yapmakla olmuyor. Toplumun istediklerini değil gerçekleri söyleyenler bu toplumda değer görürse işte o zaman sorunlar hallolur.
Siyaset bir araçtır, topluma hizmet etme aracı. Umarım lastiği patlamış kamyon misali halka duymak istediklerini anlatanlar bu tarz siyaseten uzak durur… Sağlıcakla kalın….