HIK diyicinin PIK diyicisi
Sarıyer Yusuf Ziya Öniş Stadı'nın alavere dalavere 2 yıl boyunca futbola kapatılması ve ardından geçtiğimiz sezon Mustafa Hepanıl yönetiminin etkili girişimleri neticesinde Gençlik Spor İstanbul İl Müdürü Tamer Taşpınar'ın görev yerinin değiştirilip stadın inşâsının tamamlanması sürecini konuyla ilgilenen tüm Sarıyerliler biliyor. Bu kısmı tekrar yinelemek istemiyorum.
Öte yandan Sarıyer Haber gazetesinin son sayısında Sarıyer Haber Genel Yayın Yönetmeni Ümit Sanlav ve Gençlik Spor Bursa İl Müdürü Tamer Taşpınar arasında yapılan söyleşi "Sarıyer'in muazzam bir stadı oldu" başlığı ile yayınlanmış ve haberde Tamer Taşpınar'ın yönetiminde ki İl Müdürlüğünün stadın inşası sırasındaki (en iyi niyetli gözle) iş bilmezliği ve sonucunda ortaya çıkan sorunlar görmezden gelinmişti. Neyse ki Sarıyer'de sadece belli bir cenahın sesi olmayan bağımsız yayın kuruluşları var. Bunlardan biri olan Sarıyer Manşet gazetesinde Ömer Canıbeyaz "Bunun için mi 2 yıl bekledik!" başlıklı bir makale yayınlayarak Yusuf Ziya Öniş'de ki sorunların en önemlilerinden biri olan saha zeminine dikkat çekmiş ve "'Sarıyer'in muazzam stadı' oldu diyen Tamer Taşpınar'ın muazzamlık anlayışını bir fotoğraf karesiyle mercek altına aldık." diyerek Taşpınar'ın açıklamalarını değerlendirmişti. Yazısının sonunu "Sarıyerlilerle alay edercesine açıklamalar yapan zat-ı muhtereme fırsat verenler şu fotoğrafı Taşpınar’a gösterip hesap sorarak ne kadar samimi olduklarını kanıtlamalı…" diyerek noktalamıştı.
Bu yazıdan bir kaç gün sonra Sarıyer Haber gazetesinin internet sitesinde, bahsi geçen fotoğraf kullanılarak verilen haberde "Bunun hesabını kim verecek" başlığı altında saha zemininin bir süre önce pırıl pırıl olduğu iddia edildi ve (Nisan ayında) "çeşitli açılardan çekilen fotoğraflarda o günün zemininde hiçbir sorun olmadığı net bir şekilde ortadaydı" ifadeleri yer aldı.
Haberin devamında, "Ve bugün: O gün yapılan tüm incelemelerde hiçbir sorunu olmayan Sarıyer Yusuf Ziya Öniş Stadının zemini hiç maç oynanmadan nasıl bu duruma geldi. Sebebi bakımsızlık mı? Çimde oluşan bir hastalık mı? Her iki ihtimalde de ortada bir ihmal olduğu muhakkak." denildi. Sarıyer Haber'in Genel Yayın yönetmeni Sayın Ümit Sanlav aslında zeminin nasıl bu hale geldiğini bilir, bilirde bilmezden gelir. Onun için elimiz titremeden biz yazalım onu da!
Tamer Taşpınar'la birlikte saha zeminin fotoğrafları çekildiğinde gerçektende çimler pırıl pırıl ve en ufak bir olumsuzluk bile yok, çünkü bu çimler adeta halı benzeri bloklar halinde getirilip toprak zemine seriliyor ve ilk günlerde haliyle hiç bir sorun yok. Normalde zemine serilen bu çim halıların toprak zeminle kaynaşarak yaşamını devam ettirmesi gerekiyor ancak beklenildiği gibi bu olmuyor. Sebebine gelince işte burada plansızlık, iş bilmezlik sahneye çıkıyor. Saha zemininin drenajları yapılıyor, toprak üzerine hazır çimlerin getirilip serileceği hale getiriliyor ama bu aşamadan sonra sahaya tribünlerin çatısını yerleştirmek için bir kaç tonluk dev vinçler giriyor ve toprağın altındaki drenajı ezerek iş görmez hale getiriyor, zeminde dolaştıkça sıkışan toprağı adeta betonlaştırıyor. Ardından bu hale gelen toprağın üzerine çimler seriliyor. Ancak ne çimler betonlaşmış zeminle kaynaşabiliyor, ne de yüzeydeki su drenaj sistemiyle tahliye olabiliyor. Neticesinde çimler kuruyor ve zemin kelleşiyor. İşte Ümit Sanlav'ın kuantum mekaniğinin bir bilinmezi gibi yansıttığı sorunun cevabı bu.
Haberin devamında başlıkta ki soru yinelenmiş ve şu cümleler kullanılarak suçlu aranmış; "Peki bu durumun sorumlusu kim? Yapıp bitirdiği işin takibini yapmayan, il spor müdürlüğü mü? Her gün gözünün önünde duran bu durumu fark etmeyip yetkilileri ikaz etmeyen ilçe spor müdürlüğü mü? Biz nerede top oynayacağız diye merak edip stada bakmayan ve yetkilileri uyarmayan, ancak açılış günü ilk kez stat ile karşılaşan Sarıyer teknik ekibi ve yönetim mi? Doğrudan kendi görevi olmasa da, İlçenin en geniş imkanlarına sahip kurum olduğu halde statla ilgilenmeyen Sarıyer Belediyesi mi?" İki yıl boyunca kaplumbağa hızıyla ilerleyen stad inşaatı sırasında, dönemin belediyesiyle ilgili tek cümlelik eleştiride bulunmayan Sanlav, şimdi fırsat bu fırsat yeni belediye yönetimine azda olsa bir pay çıkarmış. Doğru olabilir, belki bu durumun sorumlusu Sanlav'ın belirttiği taraflardan biri yada birkaçıdır ama unuttuğu bir kısmı da biz ekleyelim. Bu işte gözünün gördüğünü aklının bildiğini yazmayıp, ekmeğini yediği Sarıyer'in menfaatini kendi rantsal çıkarlarının arkasına atarak haberlerini ona göre süzgeçleyen basın kuruluşlarının hiç mi suçu yok?